GENÇAĞA KARAFAZLI-ÖZEL HABER
(RİZE)- Rize İdare Mahkemesi, Çamlıhemşin Ayder Yaylası’nın sit statüsünün düşürülmesi ve TOKİ’nin Ayder’in merkezinde yapmayı planladığı otele ilişkin imar planı değişikliğini iptal etti.
Rize’de bir grup vatandaş, Çamlıhemşin Ayder Yaylası’nın sit statüsünün düşürülmesi ve TOKİ’nin Ayder’in merkezinde yapmayı planladığı otele ilişkin imar planını değişikliğinin iptali istemiyle açtığı dava karara bağlandı.
Rize idare mahkemesi verdiği kararında, “Tek parsele “otel alanı” rasyonel olmadığı, doğa turizmine ilişkin hiçbir bilimsel tespite ve öngörüye yer verilmediği, bilimsel ve nesnel gerekçelere dayandırılmadan alanın geneli dikkate alınmadan parçacıl bir yaklaşımla ele alındı”
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesi Ayder yaylasında bütünlüğünü gösteren bir imar planı olmadığından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından aşağı ambarlik’ ta ki, TOKİ’nin Ayder’in merkezinde, nadir bakir alanlarında yapmak istediği otel ve imar planı Rize idare mahkemesi tarafından iptal edildi.
“Plan usul ve esaslara aykırı olduğundan noktasal plan iptal oldu”
Davanın avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, “Bir süreden beri Rize ili Çamlıhemşin ilçesinde sit derecelerinin düşürülmesi ve bu vadi içerisinde yapılmakta olan bir takım idari işlemlerle alanın yapılaşmaya açılmasına dönük idarece tesis edilen işlemler tartışma konusu. Bunlardan iki tanesi Ayder yaylasında idi, Ayder yaylasında hem Ayder yaylası kadar ve ondan daha büyük bir alanda sit derecesini düşürüp yapılaşmaya açan bir karar vardı, buna karşı dava açmıştık. Bununla ilgili olarak keşif ve bilirkişi incelemeleri yapılmıştı ve bu keşif ve bilirkişi neticesinde son olan raporlarla Rize idare mahkemesi iptal kararı vermişti. Yine Ayder yaylasında bir imar planı yok iken sadece Ayder yaylasının girişinde belli bir parseli esas almak suretiyle o alanı oteller bölgesi olarak planlayan bir plan yapılmıştı. Ayder’in bütünlüğünü gösteren bir plan olmadığından parça parça planlama yapmanın usul ve esaslara aykırı olduğu gerekçesiyle açmış olduğumuz bir dava vardı. Bu davada bilirkişiler planlama usulüne aykırı olduğundan söz konusu noktasal planlamayı iptal etmişti iptal kararı daha yeni 15 gün,20 gün kadar oluyor tarafımıza geleli tebligatı” dedi.
“Bilimsel tespite ve öngörüye yer verilmedi, bilimsel ve nesnel gerekçelere dayandırılmadı”
Rize idare mahkemesin kararında, “dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yer alan tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında; dava konusu plan değişikliğinin tek parsel bazında yapıldığı, bu parçacıl yaklaşımı ile koruma ve imar mevzuatında belirlenen koruma amaçlı imar planı planlama ilkelerine aykırı, yöresel koşullarla uyumsuz şekilde hazırlandığı, dava konusu taşınmazın önceki plan kararındaki “Özel Proje Alanı” (Şenlik Alanı) Otopark, Düzenlenmiş Yeşil Alan Meydan fonksiyonunun kaldırarak “Otel Alanı” fonksiyonu getiren plan değişikliğine yönelik güncel ilgili kurum görüşlerinin alınmadığı, turizm alanları planlaması esaslarının uygulanmadığı, bölgenin ihtiyacı olan otel, yatak ve çalışan sayısına ilişkin ihtiyaç analizi yapılmadığı, alanda tespit edilen sorunlara yönelik ne tür bir çözüm modelinin kurgulandığı, yerleşme bütününde yıkım-taşıma-yeniden inşa süreçleri, hangi kapasitede ne kadar turizm tesisinin öngörüldüğü, mevcut kapasitenin kaç olduğuna ilişkin herhangi bir hesaplamaya, projeksiyona veya öngörüye yer verilmediği, yapısal ve sektörel durum analizi yapılmaksızın tek parsele “otel alanı” fonksiyonu verilmesinin rasyonel olmadığı, kaplıca ve doğa turizmine ilişkin hiçbir bilimsel tespite ve öngörüye yer verilmediği, bilimsel ve nesnel gerekçelere dayandırılmadan alanın geneli dikkate alınmadan parçacıl bir yaklaşımla ele alındığı, bölgesinin gelişme dinamiklerini karşılamakta yetersiz kalan planlarda bütüncül bir yaklaşımla revizyona gidilmesi gerekirken tek parsel üzerinden parçacıl bir yaklaşımla revizyon yapılmasının uygun olmadığı, dava konusu imar planı değişikliği ile getirilen otel yapısının yaklaşık 9.000 m² arazide betonarme yapıya izin veren 9.000 m² toplam inşaat alanı getirdiği, bu ölçekteki büyük kütleli tipik bir otel projesinin ise şehircilik ilkelerine, koruma planlaması esaslarına, doğal yapıya ve bütüncül planlama esaslarına uygun olmadığı, dava konusu plan değişikliğinde taşınmazın bitişiğinde yer alan dere ekosisteminin hidrolojik ve biyolojik kalitesinde ne gibi etkiler oluşturacağına yönelik herhangi bir araştırma ve uygulama usulü önerilmediği, alanın peyzaj karakterinin görsel-estetik boyutu ile değerlendirildiğinde ise yapılaşma koşullarının nasıl bir peyzaj silüeti ve kabul edilebilir görsel kalite değerine sahip olacağının belirsiz olduğu anlaşıldığından, dava konusu plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama ve koruma esaslarına uygun olmadığı sonucuna varılmaktadır.” Denildi.
Ne olmuştu:
“fırtına Vadisi’ni rezil etmeye devam ediyoruz”
Rize idare mahkemesinde 08.05. 2024 tarihinde Rize idare mahkemesinde görülen davanın ardında Rize adliyesi çıkışında bir açıklama yapan Av. Yakup Okumuşoğlu, “Bugünkü duruşma, Fırtına Vadisi’ni nasıl rezil ettiğimiz ve etmeye devam edeceğimize dair, ondan sonra yapılmış olan birtakım planlar ve sit alanlarına ilişkin düzenlemelerin iptali davasıydı. Fırtına Vadisi’ni rezil etmeye devam ediyoruz. Fırtına Vadisi’ni 10 sene sonrasında ortada bir şey kalmayacak şekilde nasıl ortadan kaldırırız? Etap etap planları yapılıyor ve biz de bu etap etap yapılan planlara karşı etap etap davalar açıyoruz.
Açtığımız davalarda, bunun neden yapılamayacağını mahkeme yoluyla anlatmaya çalıştık. Umarım ki bu davada bilirkişi raporları doğrultusunda bizim açtığımız davaların kabulüne karar verilecektir. Ayder’in en azından bir süre daha yıkımdan korunabileceğini kurtula bileceği bir karar elde edebiliriz. Maalesef, Fırtına Vadisi’nin bütünü üzerinde denizden başlayarak Kaçkar Dağları’nın zirvesine kadar etap etap yapılaşmaya açan birtakım değişiklikler ve planlar yapılıyor ve biz de bunlara karşı davalar açıyoruz. Yani, Fırtına Vadisi’nin girilmeyen noktalarının birinci dereceyken üç derece doğal sit alanlarına düşürülmesinde başka bir amaç olamayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla da biz de bunlara itiraz ediyoruz ve mahkemeyi de bilgilendirmeye çalışıyoruz. Yapmış olduğumuz şey buydu.
Oteller bölgesine dair planlamanın planlama usul ve esaslarına neden aykırı olduğunu anlattık. Bir bölge Milli Park ilan edilmişse, bir bölge sit alanı ilan edilmişse, bu alanlar ilk önce yıkıma maruz kalıyor adeta hedef gösteriliyor. Millî Park demek, sit alanı demek, bu ülkede yıkım geliyor demektir, bunu bilsinler ve önlemlerini buna göre alsınlar.”
Av Okumuşoğlu, “15 gün içerisinde kararın açıklanması lazım, belki sürebiliyor yazımı vesaire ama 15-20 gün içerisinde bu karar gelir” dedi.
Artvin de çevreciler “Cerattepe ’ye özgürlük getirecek Anayasa Mahkemesi kararının uygulayın”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.