Uygulanan para politikaları

O nedenle, yeniden enflasyon %40’lar seviyesine yol almış durumda. Bunda, küresel pandeminin yarattığı ekonomik daralmanın da önemli etkisi var. Bu etki küresel ölçekte yeni yer almalara ve birçok şeyi alt üst yapmaya yol açıyor. Bu sarsıntının bir müddet daha sürmesi bekleniyor.

2000’li yılların başında Türkiye aşılması zor sorunlarla karşı karşıya olmasına rağmen önündeki sorunları aştı. 2001 yılında % 90’lara ulaşan enflasyon oranları AkParti iktidarıyla 2002 yılında %30’lara, 3-5 yıl sonra da azalarak % 7’lere düştü. Büyüme oranları da buna eş değer olarak arttı.

O günlere baktığımızda; Türkiye’nin cari açığı, ihracat-ithalat dengesi, ödemeler dengesindeki sorunlar, kısıtlı üretim, savunma ve ağır sanayide dışa bağımlılık gibi etkenlere rağmen Türkiye enflasyon sorununu aşabilmişti.

Dün bunu yapabilen iktidar, küresel sıkışmaya rağmen yine aynı başarıyı elde edebilir. Zira, bugün her konuda elimiz düne göre çok daha iyi. Birçok alt yapı sorunumuz hallolmuş durumda. Bölgesel kalkınmada ciddi iyileşmeler var. Katma değeri yüksek ürünler üretip, ihraç edebiliyoruz. ARGE konusuna ayırdığımız ödenekler hızla artıyor. Her alanda yetişmiş eleman sayımız yükseliyor.

Kısaca; onlarca iyi göstergemiz var.

Bunlara baktığımızda Türkiye Cumhur İttifakı desteği/ Akparti iktidarıyla önündeki ekonomik zorlukları aşabilecek, yeniden enflasyonu tek haneye indirebilecek durumda.

Vatandaşlara, bizlere düşen ise davranışlarımızı, harcamalarımızı büyük bir kriz varmışcasına düzenlemektir.

Asıl sorun ürettiğimizden çok tüketim yapmamız, tasarruftan uzaklaşmış olmamızda…