Adana Barış Bloku olarak acil çağrımızdır;
Adana bariş bloku yaşananlara sessiz kalmadı acilçağrıda bulundu.Silahlar sussun ,ölümler son bulsun.
Son haftalarda Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmeler hepimizi ülkemizin geleceği açısından derin kaygılara sevk etmekte, ülke olarak yakın tarihin en karanlık günlerine geri dönme endişesi taşımaktayız.
7 Haziran 2015 seçimleri Türkiye seçmeninin barıştan ve demokrasiden yana tutumunu ortaya koyduğu tarihsel nitelikte bir seçim olmuştur. Ancak seçimlerde beklediği sonucu alamayan Recep Tayyip Erdoğan ülkeyi kan gölüne çevirme pahasına da olsa başkanlık iddiasından vazgeçmeyip, bu defa b planını devreye koyarak, düpedüz bir iç savaş ortamı yaratarak, asker ve polis cenazeleri üzerinden kaybettiği oyları devşirme yoluyla amacına ulaşmaya çalışmakta ülkeyi bir kaos ortamına sürüklemektedir, adeta seçim sonuçlarını red ederek, geçici hükümet eliyle otoriter uygulamalara devam etmektedir.
20 Temmuz günü Suruç’ta gerçekleştirilen bombalı saldırıda 31 sosyalist gencin yaşamını yitirmesi toplumu adeta sarsmış, AKP iktidarının Şii ve Kürt karşıtı yanlış ve yanlı Suriye politikasının sonuçlarının ne kadar ağır olduğu toplum tarafından daha iyi anlaşılır olmuştur. Bunun yanı sıra uluslararası toplumun baskısı sonucu Türkiye IŞİD ile mücadele etmek zorunda bırakılmış, ama mücadele topyekûn terörle mücadele sloganı altında etkisiz kılınarak IŞİD ile savaşan halklar ile mücadeleye dönüştürülmüştür. Bu durum oldukça vahim sonuçlar doğuracak kadar tehlikelidir.
Gerek Suriye politikasının sarsıcı etkileri sebebiyle, gerekse 2013 yılından beri devam eden Çözüm Süreci’nin fiilen bitirilmesiyle, tüm ülke hızlı bir şekilde savaş alanına dönüşmeye başlamıştır.. Bu çerçevede, son günlerde gerçekleşen tüm ölümlerden derin bir üzüntü ve kaygı duyuyoruz. Suruç saldırısının da, Pozantı saldırısının da acısını hissediyor, artık bu topraklarda anaların ağlamamasını istiyoruz.
Yıllardır bu topraklarda akan kanın durması Türkiye ve Kürdistan haklarının isteğidir. Bu toprakların artık kalıcı bir barışa ihtiyacı vardır. Devletin Kürt sorununa sürekli “terörle mücadele” eksenli bakış açısının değişip, aksine siyasal bir gerçekliğin sonucu ortaya çıkan bir olgu olduğu, anayasal düzenlemelerle kültürel ve siyasal varlığın ve hakların tanınması ile eşitlikçi, barışçıl, demokratik çözümün sağlanması gerektiği açıktır.
Onlarca yıldır uygulanan güvenlik politikalarının kaosu beslemekten başka sonuç vermediği ortadayken, evlatlarını toprağa veren analar dahi barış diye haykırırken, Kürt sorununun çözümünde bir diyalog ve müzakere sürecinden çıkıp, yeniden geçmiş hataları tekrarlamak kesinlikle kabul edilebilir değildir. Bu sebeple barış sürecinin, bir müzakere biçiminde yeniden yürütülmesini sağlayacak mekanizmaların acilen ve kalıcılığı sağlanarak hayata geçirilmesi gerekmektedir
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendisinin yaratmış olduğu Kürt sorununu çözme noktasındaki yaklaşımı uluslararası hukuka uygun düşmemektedir. Kürt sorunundan kaynaklı olarak uygulanan şiddet politikaları sonucu insanlığa karşı suçlar işlenmiş ve işlenmeye devam etmektedir. Bu suçların gelecekte bir daha işlenmemesi için Türkiye’nin uyması gereken uluslararası yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu çerçevede son günlerde gerçekleşen eylemlerde; asker, polis, gerilla ve sivil ölümlerinden derin üzüntü ve kaygı duyduğumuzu ve tüm acıları paylaştığımızı, doğrudan doğruya yaşam hakkına yönelik saldırı eylemlerini kınadığımızı bir kez daha belirtmek isteriz.
Adana Barış Bloku olarak acil çağrımızdır;
Türkiye ve Kürdistan halklarının barışa ihtiyacı vardır
Bu topraklarda artık gözyaşının, akan kanın durması bu halkın özlemidir. Bu anlamda;
Devlet askeri ve siyasi operasyonlarını derhal durdurmalı, uyguladığı şiddeti sona erdirmeli; insan haklarını ihlal eden kamu görevlilerine uyguladığı cezasızlık politikasına ve uygulamasına son vermelidir.
PKK ateşkesi muhafaza etmeli, misilleme eylemleri yapmamalı, silahlı eylemlerini sona erdirmelidir.
Türkiye, Suriye politikasını değiştirerek, Suriye/Rojava kantonları ile iyi komşuluk ilişkilerinin gereğine göre davranmalı, cihatçı örgütlere karşı etkili mücadele yürütmelidir.
Barış ve Çözüm Süreci 28 Şubat 2015 Deklarasyonuna bağlı kalınarak devam ettirilmelidir. Türkiye hükümetsiz bırakılmamalı, barış ve demokrasiden yana ilkesel tutumları hayata geçirecek bir koalisyon hükümeti kurulmalı, asla bir savaş Hükümeti kurulmamalıdır.
Otoriter uygulamalara olanak tanıyan yasalar, başta içi güvenlik paketi ile değiştirilen yasalar olmak üzere bir an önce değiştirilmeli, özellikle ifade özgürlüğü güvence altına alınarak medya üzerindeki her türlü baskı ve sansüre son verilmelidir.
Bizler geçici hükümetin savaş politikaları karşısında, bu ülkenin evlatlarının kanını akıtmak isteyenlere karşı, barışta ısrar etmeye, barışın inşası için çalışmaya devam edeceğiz. Adana Barış Bloku olarak tüm halklarımızı, sivil toplum örgütlerini, partileri, kişileri ayrım yapmaksızın bu topraklarda kanın durması barışın inşa edilmesi için barış blokunu güçlendirmeye davet ediyoruz.
ADANA BARIŞ BLOKU 05.08.2015
Ankara’daki “Barış Yürüyüşü”ne çok sert müdahale
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.