DİSK Gıda İş Sendikası, ‘yerli ve milli’ şeker fabrikalarının sermayeye peşkeş çekilmek istendiğini, bunun durdurulması gerektiğini açıkladı.
DİSK Gıda İş’ten yapılan yazılı açıklama şöyle:
ÜLKEMİZİN DEĞERLERİ, ŞEKER FABRİKALARI SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR! ŞEKER FABRİKALARI HALKINDIR, SATILMASIN!
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) 14 Şeker fabrikasının satış yöntemiyle özelleştirilmesi için ihale açtı. 21 Şubat 2018 tarihinde yayınlanan Resmi Gazete’de yer alan ilana göre Türkiye Şeker Fabrikası AŞ’ye ait Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş fabrikaları için satış ihaleleri Nisan ayında yapılacak. Bu karar doğru bir karar değildir, durdurulmalıdır.
Türkiye’de yılların birikimiyle kurulan ülkenin en temel üretim tesisleri, üretimin yanı sıra istihdama, sosyal ve ekonomik kalkınmaya önemli katkıları bulunmuş kamuya ait fabrika ve tesisler geçtiğimiz yıllar içinde birer birer özelleştirilerek kapatıldı veya özel sektöre devredildi. Hükümet tarafından haraç mezat gerçekleştirilen özelleştirmenin temel hedefi, kamusal üretimi yok etmek, özelleştirme üzerinden yerli ve yabancı sermaye için yeni kar alanları açmaktır.
“Özelleştirelim güzelleştirelim” sloganlarıyla çıkılan özelleştirme yolunun, hem işçiler hem de üretici köylülük için bir yıkım olduğu defalarca görüldü. Bizler bu özelleştirme sürecini Sümerbank’tan, Tekel’den, Seka’dan vd. çok iyi biliyoruz. Yüz binlerce işçinin çalıştığı fabrikalardan geriye bir iz bile kalmadı. Uluslararası tekelci sermaye ve işbirlikçisi hükümet tarafından özelleştirilen fabrikalar yetmemiş olacak ki şimdi de gözlerini şeker fabrikalarına diktiler. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi demek; on binlerce işçinin, milyonlarca pancar üreticisinin işsizliğe, topraklarını terk etmeye, sefalete, güvencesizliğe ve sosyal hak kayıplarına sürüklenmesidir.
‘Özelleştirilen yerlerdeki işçiler başka fabrikalara geçebilir ya da şirketle anlaşabilir’ denmesi, işçinin hakkının kaybolmayacağı anlamı taşımıyor. Kalan fabrikaların da kısa zamanda özelleştirileceği ve şirkete geçen işçilerin yerinden yurdundan olmamak için patronun düşük ücret, daha ağır ve uzun çalışma dayatmalarını kabul etmek zorunda kalacağı ve ilk uygulamanın sendikasızlaştırma ya da sendikayı işlevsizleştirme olacağı çok açıktır.
Daha önceleri şeker ihraç eden Türkiye, 2015 yılında 170 bin ton şeker ithal etmiştir. Siyasi iktidar, 8 Nisan 2016 tarihinde şeker ithalatının önünü açabilmek için şeker ithalatında sıfır gümrük kararı almıştır. Yine AKP hükümeti, OHAL kapsamında Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanan 696 sayılı KHK ile Şeker Kurumu’nu kapatarak her şeyi piyasanın ve sermayenin insafına terk etti. Tüm bu gelişmeler emperyalist bir tekel olan Cargill’in, insan sağlığına oldukça zararlı olan nişasta bazlı şekerinin (NBŞ) ve kaçak şekerinin ülkemizdeki yolunu açmıştır. Her konuştuklarında ağzından “yerli ve milli” lafını eksik etmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet yetkilileri, ülkemizin değerlerini ve halkın sağlığını emperyalist bir şirkete devretmeye hazırlanıyor. Mevcut siyasi iradeye soruyoruz, ülkemizin işçisi, üretici köylüsü ve emekçi halkı sizlere göre “yerli ve milli” değil midir?
Şeker fabrikalarını özelleştirme kararı alan hükümetin, almış olduğu kararı iptal etmesi ve girmiş olduğu bu yanlış yoldan dönmesi gerekir. Bugün şeker fabrikalarını satışa çıkaranlar yarın ÇAYKUR ve diğer kalan fabrikaları da satmak isteyeceklerdir. Özelleştirmeye karşı sendika ve konfederasyon ayrımı yapmadan, başta gıda sanayii işkolunda bulunan sendikalar olmak üzere tüm sendikaları, emek ve meslek örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini ve emekten yana tüm kesimleri özelleştirmeye dur demek için birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.
ŞEKER FABRİKALARI SATILMASIN!
TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL MERKEZİ
Halkevleri, İBB önünde su zammını protesto etti.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.