Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyelilere vatandaşlık verileceğini açıklamasının ardından muhalefet partileri, Suriyelilerin başkanlık sistemi için oy deposu olarak kullanılacağını dair eleştirilerde bulundu.
Türkiye iş bulan Suriyeliler kendilerine vatandaşlık verileceğine dair açıklamaların ardından gündeme gelen, “askere gidecekler mi?” ve “iktidar partisinin oy deposu olacaklar mı?” sorularını cevapladı.
Üniversite mezunu ismini vermek istemeyen M.O., Suriyelilerin iktidar partisinin oy deposu olacağına dair eleştiriler hakkında “Laik düzenin bozulması adına bu ‘vatandaşlık’ projesinin hayata geçmemesini dilerim. Hükümetin amacına bu kadar çabuk ulaşmasına, halkım sebep olmasın” diye konuştu.
Ülkesindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyeli gazeteci Khalid Eid, üç yıldır kendisine “Neden kendi vatanın için savaşmadın, neden kaçtın?” diye sorduklarını belirterek, “Suriye’deki ortamı bilmeden bu tip sorular sormak kolay. Ülkeniz için savaşmıyor, kim vurduya gidiyorsunuz. Türkiye’ye yerleşen Suriyeliler gerekirse Türkiye için savaşırlar, askere de giderler. Ben de mecbur kalırsam gidebilirim” dedi.
İpek İzci ve Aslı Barış’ın Hürriyet’te yer alan haberi şöyle:
Bayram sabahı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli mültecilere vatandaşlık verileceğini açıkladı. Muhalefet, Erdoğan’ı siyasi rant devşirmekle, Suriyelileri potansiyel oy gibi görmekle suçladı. Peki İstanbul’daki Suriyeliler ne diyor, vatandaş olmak istiyorlar mı? Sorduk, işte cevapları…
Khalid Eid: Vatandaşlığı çaresizlikten isterim
Şam’da yaşıyordum, üç sene önce Lübnan üzerinden Suriye’ye kaçtım. “Neden kendi vatanın için savaşmadın, neden kaçtın?” diye soruyorlar. Tabii Suriye’deki ortamı bilmeden bu tip sorular sormak kolay. Ülkeniz için savaşmıyor, kim vurduya gidiyorsunuz. Tabii bir ordu var, erişkinseniz sizi orduya alıyorlar ve ne zaman terhis olacağınız da meçhul. Ve neye karşı savaştığınız da… Türkiye’ye yerleşen Suriyeliler gerekirse Türkiye için savaşırlar, askere de giderler. Ben de mecbur kalırsam gidebilirim. Sonuçta Türkiye’ye karşı bir gönül borcu var ve bunu ödemek de boynumuzun borcu. Kötü muamele görmüyorum çünkü İstanbul’daki çevrem bir hayli eğitimli. Suriye halkı buraya çaresizlikten geldi. Diğer Arap ülkelerinin bu soruna ne kadar katkı sağladığı ortadayken Erdoğan’ın sınır kapılarını açması tabii ki iyi bir şey. İnsani olan Türk hükümetinin yaptığı. Sonraki sürecin ne kadar iyi yönetildiği tartışılır. Burada hayatımız ‘pause’ tuşuna basılı gibi… Doğru düzgün ne çalışabiliyoruz, ne hayata dair plan yapabiliyoruz. Vatandaşlık verilirse çaresizlikten isterim, çünkü bir kâğıda ihtiyacım var. Keşke halkımın geleceği oy kaygısıyla aynı cümle içinde kullanılmasa. Bu beni rahatsız ediyor.
Feras Fayyad: Askere de giderim, vergimi de veririm
Şamlıyım. Suriye’deki halk ayaklanmasına katıldığım için iki kez tutuklandım. Üç sene önce Esad rejiminden kaçarak Türkiye’ye geldim. Yönetmenlik yaparak geçiniyorum, ayrıca bir radyo kanalı kurdum. Kızım Türk gibi yaşıyor, elinde hep Türk bayrağı. Kendimizi hiç yabancı gibi hissetmedik. Tek sıkıntımız, seyahat izniyle ilgili. Son vizeyi çok zor aldım ama Türkiye de güvenliğini sağlamaya çalışıyor, bunu anlayabiliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını cömertçe buldum. Tabii ki Türk vatandaşlığına geçmekten mutlu olurum. Burası güçlü bir ülke. Kızımın ağzından çıkan ilk Türkçe kelime ‘Annem’ oldu. Herhangi bir Türk gibi, devletinize karşı sorumluluklarım olduğunu düşünüyorum. Yasalara saygılıyım. Vatandaşlığı alırsam kendimi diğer Türkler gibi hissederim ve sorumluluklarımı yerine getiririm. Burası resmi olarak benim ülkem olacağına göre askere de giderim, vergimi de veririm. Eğer resmi olarak Türk olmak için Suriye vatandaşlığından çıkmam gerekirse, işte onu bilemiyorum, zor bir konu. Bir başka soru da “Vatandaşlık alırsam, iktidar partisine mi oy vereceğim?”… Öyle bir şey yok. Partilerin vaatlerine iyice bakmam gerekir.
M.O.: Halkımı kullanmak istiyorlar
Beş yıldır oturduğum Türkiye’ye öğrenci olarak geldim, uluslararası ilişkiler bölümünü bitirdim. Dört dil konuşuyorum, Türkçe de bunlar arasında. Savaş patlak verince ailem ‘Geri dönme’ dedi. Okulu bitirdim, şimdi ailemin yolladığı para ve yaptığım projelerle geçiniyorum. Ailem, geleceğimi İstanbul’da kurmamı istemiyor. Çünkü buradaki laik düzenin sallantıda olduğunu öngörüyorlar. Suriye’ye geri dönmemin bile daha güvenli olduğunu düşünüyorlar. İstanbul’u seviyorum, burada yaşamaktan da memnunum. Ama Erdoğan’ın halkımı kullanmak istediğini düşünüyorum. Türk vatandaşlığı önerseler, bunu istemem, kabul etmem. Çünkü tüm bu sürecin ardında bir art niyet olduğunu düşünüyorum. Eğitim seviyesi düşük ve dindar olan Suriyelileri Doğu ve Güneydoğu illerine yerleştirerek, oradaki Sünni-Alevi, Arap-Kürt dengesini değiştirmeye çalışıyorlar. Beş yıldır bu ülkede oturuyorum. Sevgim, bağım var Türkiye’ye karşı. Laik düzenin bozulması adına bu ‘vatandaşlık’ projesinin hayata geçmemesini dilerim. Hükümetin amacına bu kadar çabuk ulaşmasına, halkım sebep olmasın. İstenseydi coğrafi sınır koşulunu kaldırarak tüm mültecilere Türk vatandaşlarıyla eşit haklar sağlanıp, oy verme durumu hariç tutulabilirdi. Ama bu yapılmadı. Burada farklı bir plan var.
Samer el Kadri: Esad gittikten sonra ülkemize döneceğiz!
Vatandaşlık almak, bizim için elbette iyi olur. Ama bu durum, Suriyelilerin ne kadarını kapsayacak, onu bilmiyoruz. Bir kafe kurdum, vergimi ödüyorum. Yeni vergiler de öderim tabii. İstanbul’da yaşamayı ben seçtim, Avrupa’yı istemedim çünkü oradaki hayat tarzını pek sevmiyorum. Bu şehri, havayı seviyorum; gidip de Danimarka’da, İsviçre’de yaşayamam, soğuğu hiç sevmiyorum. Dini sebepler yok ama. Dindar biri değilim. Esad rejiminden dört sene önce kaçtım, çünkü yayıncı olarak istediğim kitapları satamıyordum, yayımlayamıyordum. Esad gittikten sonra ülkemize geri döneceğiz. Kesinlikle. Evet, her şey yıkıldı. Ama biz gidip yeniden inşa etmezsek kim edecek? Orası bizim vatanımız. Birçok Suriyeli geri dönecek. Eninde sonunda benim ülkem Suriye. Türkiye benim ülkem değil, benziyor ama değil. Bu sabah uyandığımda bana sorduğunuz bu sorunun yanıtını düşündüm durdum: “Türk vatandaşı olmak ister miyim, istemez miyim?” Henüz yanıtı bulamadım. Ama şundan eminim, eğer Türkiye vatandaşlığına geçmek için Suriye vatandaşlığından çıkmam istenirse, başvuruda bulunmam. Türk hükümetine karşı bir hissim yok. ‘Misafir’ken sevmek ya da sevmemek gerekli mi ki? Destekler miyim, bilmiyorum. Ülkenin durumuyla ilgili yorum yapması gereken Türklerdir.
Rawasal Samman: AK Parti’ye oy verir miyim, bilmiyorum
Şamlıyım. Suriye’de iki yıl öncesine kadar ticaret yapıyordum. Sonra ailemi de alıp buraya geldim. Avrupa’ya gitmek isteseydim şu an burada olmazdım. İstanbul’da iyiyim, sadece biraz daha yerleşmeye ihtiyacım var. Türk vatandaşlığına geçmekten mutlu olurum çünkü burada evdeymişim gibi hissediyorum. Zaten bir Suriyeli istese bile yasa gereği Suriye vatandaşlığından çıkamaz. Ancak çift vatandaşlık olabilir. Ben ailedeki tek çocuğum, o yüzden Suriye’de askerlik görevim yoktu. Burada da olmaz. Çalışma iznim var, zaten vergimi ödüyorum. O yüzden benim için pek bir şey değişmiş olmayacak. Burada insanlar hep koşturuyor. En yakın arkadaşım, kankam bir Türk ve onunla hep geleceğimiz hakkında konuşuyoruz. Sonuç olarak, Türk vatandaşlığına geçmeyi çok istiyorum çünkü bu ülkeyi seviyorum, gelecekte burada bir aile kurabileceğime inanıyorum. İnsanlar bizi istemediklerini söyleyebilir. Bizim sorunumuz istenen ya da istenmeyen olmak değil. Suriyeliler, şu anda dünyanın en büyük sorunu ve herkes bir şekilde bu problemin bir parçası durumunda. Bununla yüzleşmek ve gerekeni yapmak gerek. Vatandaşlık verdiği için AK Parti’ye oy verir miyim, bilmiyorum. Ancak vatandaşlığı aldıktan sonra yeni ülkem için hangisinin en iyi olduğuna karar verir, ona göre oy atarım.
Nizar Bitar : Gidecek yer arıyorum
Benim korktuğum konu şu: Hangi Suriyeliler Türkiye vatandaşı olacak? Suriyeli adını kim bozdu? Neden adımız kötüye çıktı? Huduttan çok dilenci geldi. Onlar bizim adımızı kötülemek için rejim tarafından Türkiye’ye gönderildi. İstanbul’da patlama oluyor, bütün suçu Suriyelilere atıyorlar. Biz burada bedava yaşamıyoruz. 360 kişiyi çalıştırıyorum, yardım yapıyorum, vergi veriyorum Türk gibi. Beş yıl oldu geleli. Suriye’deki problemi düzelt, herkes döner. Ne hükümet ne de muhalefet bizi kullansın. Vatandaşlık olursa ordunuzda en az 200 bin Suriyeli olacak, farkında mısınız? Bazıları vatandaşlığı alınca, AK Parti’ye oy veririz diye düşünüyor. Yok öyle bir şey. 1980’lerde Bulgar göçmenleri geldi, neden vatandaşlık verdiniz? Şu anda kimin tarafında onlar? İktidarın yanında değiller, neden? Çünkü onlar milliyetçi. Biz de öyle olacağız. Çanakkale’de 70 bin Suriyeli şehit olmuş. Onu bil, sonra bize ‘defol’ de. Bazıları o zaman Osmanlı vardı diyor ama o mirası siz aldınız; biz almadık ki. Biz öldük, mirası siz aldınız; neden biz almıyoruz da def olup gidiyoruz. Ben dilenci değilim. Hırsızın daha çok hakkı var burada. Hangi güvenden bahsediyorsun. Ben şimdi nereye gidebilirim ona bakıyorum, gitmek istiyorum!
Karayılan: IŞİD AKP’ye savaş ilan etmedi, saldırılar danışıklı dövüş
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.