‘LÊ AMEDÊ’ ŞARKISI SUÇ UNSURU SAYILDI
Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından açılan soruşturma kapsamında mahpusların halay esnasında söylediği Kürt sanatçı Raperîn’e ait “Lê Amedê” şarkısı ve “Bijî Gerilla” ile “Bijî Serok Apo” sloganları suçlama konusu yapıldı.
Disiplin Kurulu, “Lê Amedê” şarkısını Google’de taradı ve Kürtçe-Türkçe sözlerini soruşturma tutanağına koydu. Disiplin Kurulu, daha sonra Hâkim Sungur, Orhan Yakışır, Hasan Aşkın, Hasan Umut Özer, Mehmet Halis Vural, Kinyas Ataman, Aziz Aktaş, Harun Ataman, Mehmet Akyüz, Nuri Vural, Hüseyin Yıldız, Osman Yalavuz, Şadi Muhammed ve Murat Kaçar’ın ifadelerini aldı.
TALEP ‘KÜRTÇE TERCÜMAN YOK’ DENİLEREK REDDEDİLDİ
Suçlamalara karşı Kürtçe beyanda bulunmak isteyen mahpusların talebi, “Kürtçe tercüman yok” gerekçesiyle reddedildi. Mahpus Kinyas Ataman ifadesinde, telefon görüşmesinde yeğenlerinin düğünlerinden söz ettiğini ve odasına döndüğünde bu nedenle halay çektiklerini anlattı. Ataman, telefon görüşmelerinin soruşturmaya konulmasını istedi. İfadesi alınan diğer mahpuslar da aynı beyanda bulundu. Tutuklular, soruşturmaya konu olan sloganları ise atmadıklarını söyledi. Soruşturma kapsamında dört gardiyanın da beyanlarına başvuruldu. Gardiyanlar, tutukluların slogan attıklarını iddia etti.
ŞARKI ‘ÖRGÜTSEL MESAJ’ İÇERİYORMUŞ
Disiplin Kurulu, soruşturma nedeniyle söz konusu havalandırmanın kameralarını izledi. Kamera kayıtlarında tutukluların halay çektiği ancak suçlama konusu yapılan sloganlara dair bir olgunun olup olmadığına dair bir veriye yer verilmedi. Buna rağmen Disiplin Kurulu, söz konusu şarkının “örgütsel mesaj” içerdiğini ileri sürdü. Kurul, şarkıyı, “Örgütsel dayanışmayı artırıcı kelimeler ile suç oluşturan unsurları öven ve olumlu hareket olarak algılanmasını sağlayan, örgütün amacı doğrultusunda gerçekleştirilen eylemleri övdüğü” şeklinde değerlendirdi. Söz konusu şarkıda ise suçlama konusu yapılan “Bijî Serok Apo” ve “Bijî Gerilla” sözleri yer almıyor. Kurul, ayrıca mahpus Ataman’ın telefon görüşmesinin içeriğini de soruşturma evrakına eklemedi.
BİR AYLIK CEZA
Disiplin Kurulu, hakkında soruşturma açılan mahpusların tutuklama gerekçelerine de yer verdi ve ’15 Ağustos’un PKK’nin yaptığı ilk büyük eyleminin yıldönümü olduğu’ gerekçesiyle mahpusların bu nedenle halay çektiklerini ileri sürdü. Kurul, mahpusların şarkı söylemesi ve halay çekmeleri nedeniyle devletin kurumunun düzenini bozduğunu da savunarak, mahpusların şarkı ve halaylarıyla “kötü örnek” olduklarını ileri sürdü.
Kurul, soruşturma sonucunda 31 Ağustos’ta mahpusların haberleşme ve iletişim hakları kapsamında yer alan mektuplarına ve aileleriyle yaptıkları görüşmelere bir ay boyunca yasaklama kararı verdi.
CEZAYA İTİRAZ
Mahpuslar, Disiplin Kurulu’nun aldığı karara itiraz etti. Ankara Batı 1’inci İnfaz Hakimliği’ne 4 Eylül’de başvuruda bulunan mahpuslar, hakimliğe verdiği beyanda PKK’li mahpuslar olduklarını ve 15 Ağustos’u ya da herhangi bir günle ilgili bir kutlama yaptıkları zaman bunu savunacaklarını ve sahiplenebileceklerini, ancak suçlamaya dayanak gösterilen halayı, düğün nedeniyle çektiklerini ifade etti. Mahpuslar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasına ve daha sonra 15 Şubat 1999’da İmralı Adası’na getirilişi sürecini ‘uluslararası komplo’ olarak değerlendirerek, tepki gösterdi.
Hakimlik, 24 Ekim’de kurulun verdiği disiplin cezasını yerinde bularak mahpusların talebini reddetti. Mahpuslar, konuyu Ankara Batı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, 10 Kasım’da mahpusların talebini reddetti ve kararı onayladı.