İslam ve Taliban Gerçeği;
1979’da İran’da İslamcılar iktidarı aldıklarında, İslam coğrafyasının genelinde başarının sembolü şeklinde karşılandı. Zamanla taşlar yerine oturdukça, İslam aleminde saflar belirginleştikçe hiç de beklendiği gibi olmadığı anlaşıldı. Çünkü İran ayrı bir telden, diğerleri ise ayrı bir telden dem vuracaklardı.
Gelelim şimdi Afganistan’a. 1990’ların başında Sovyetlerin çekilmesiyle yönetimi ele geçiren Taliban, yönetimde bulunduğu süre içerisinde muhaliflere uyguladığı zalimce davranışları ve 2001’de ABD’ye yapılan uçaklı kamikaze saldırı sonunda, ABD Afganistan’ı işgal edecek ve Taliban yönetimini iktidardan uzaklaştıracaktır. Kendi besleyip büyüttüğü güç, ABD’nin gözünü oymaya çalışmıştır.
20 yıl orada kalan ABD, trilyonlarca doları bu topraklara akıtmış, binlerce askerini yitirmiş, onbinlerce Afganlıyı öldürmüş ama Afganistan’ı kendine yar edemediği için 2021 yılının Ağustosun da geri çekilme planını uygulayamaya koyarak terk etmek zorunda kalmıştır. Yani kendi canını dahi zor kurtarmıştır. Oysa bu kadar parayla yeniden bir devlet kurulabilir ve teçhizatlandırılabilirdi. Demek ki, anlaşılan her şey para değil. Taliban, Afgan ordusu savaşmadığı için, anlaşmadan da erken başkenti de ele geçirerek yönetime el koyabilmiştir.
Biden bu durumu şöyle açıklayacaktır, “Uzun zamandır Afganistan’dayız ve ordusunu eğittik. Ama savaşmadan yönetimi teslim ettiler. Kendi vatanı için kendi savaşmıyorsa biz daha niye orada kalalım” diyecektir. Vatan savunmak ve savunulan vatanı sevmek, o topraklar için isteyerek ve bilerek canını verebilmektir. O vatan ki, Afganlılararın bir kısmına kendi mücadeleleriyle değil, başkasının gücüyle bahşedilen bir vatandı.
ABD, burada 300 bin Afgan ordusu yarattı, eğitti ve donattı. Ama Taliban’ın buna karşı 75 bin gerillası vardı. Ama bunlar dini de kendilerine rehber kabul ederek bir inanç uğruna savaşarak ölmeyi bir gönüllülük esasında yapıyorlardı. Onları da şehre indiklerinde gördük ki, adeta bir çapulcu sürüsü gibiydiler. Dünyadan, medeniyetten bihaber adeta zincirlerinden boşanmışçasına şuursuzca hareket ediyorlardı.
Yandaş bazı kesimler onlar için, “değiştiler, eskisi gibi değiller, dünyaya ayak uydurabileceklerini” söyleyerek, adeta şimdiden desteklerini sundular. Başta da R.T. Erdoğan, “Taliban yöneticilerinin yaptığı itidalli ve ılımlı açılamalarını memnuniyetle karşılıyoruz” diyecektir. Afganlı gerillalar da şehir sokaklarında dondurma yiyerek dünyaya ‘piar’ yapmaya çalışıyorlardı. Değişmek nasıl olmalıydı, kriterler neydi? Değiştiğini söyleyen Taliban, kadınları yine evine hapsediyor, yine haremlik selamlık uygulamalar yapıyor, kadınlara ‘Burka’ giymeyi zorunlu kılıyor, demokrasiyi düşman bir sistem olarak görüyor(hiçbir zaman olmayacak diyor), Covit-19 aşısı yasaklanıyor, muhalifler sokakta öldürülüyor, infaz ediliyor, 15 yaşındaki kız çocuklar ailelerinden koparılarak, alınarak Afgan gerillalara adeta seks kölesi olarak sunuluyor. Ki bunlar daha başlangıç hikayeleriydi.
Erdoğan devam ediyor, “BAE’yle ayni kültürlerin insanlarıyız” derken, bizim bu ve benzer ülkelerle hangi kültürümüz, geleneğimiz ve anlayışımız benzemektedir. Sanırım Erdoğan’ın makul ve mantıklı bir açıklaması vardır. Kendini oraya ya da onlara yakın hissedebilir ama Türkiye halklarının onlarla ve onların kültürleriyle hiçbir ortak yanı yoktur.
Peki, Amerika, Afganistan’dan yenildiği için kaçtı mı yoksa bilerek mi teslim etti? Aslında bana göre her ikisi de doğru. Amerika, oradaki maddi ve fiziki kayıplarıyla ülke ekonomisine ciddi bir yük oluşturmuştur. Daha fazla kalmak daha çok kayıp anlamına gelecekti. Amerikan yeni lideri Biden, kararı erken uygulamaya koyarak çekilmiştir. Ama geriye yok olmuş, bitmiş ve parçalanmış bir Afganistan bırakmaktadır. Aslında orada bıraktığı sınır ve çevre ülkeler için bir beladır. Bu bela Çin, Rusya, Tacikistan, Azerbaycan, Türkiye, İran vb ülkelere bıraktığı büyük bir beladır.
Şimdi Taliban, gerek kendi içerisindeki moral ve motivasyon üstünlüğü gerekse çevre ülkelerde ki Müslüman kesimlere İslam’ı ihraç etme çabalarıyla kendini gösterecek, tüm bir bölgeye istikrarsızlığı yayacaktır. Bu da ABD’nin işine gelecektir. Emperyalizmin başka ata oynadığı, bölgede oyunu yeniden kurduğu ve şeytani hesaplanın bir parçasıdır.
Yakın bir zamanda göreceğiz ki, bölge coğrafyası ikinci bir Ortadoğu olacaktır. Amerika ise, daha çok silah satmaya ve kazanmaya devam edecektir. Yani hesap başka, plan başka…..
19/08/2021