Güngör Baş Provakatorlere Rağmen Canımız Pahsina Vadimizi Savunacağız

İkizdere Taş Ocağına karşı direniyor.
Direniş hız kesmeden çoğalarak büyüyor.
Direnişe destek bir gün artıyor hemen ertesi gün azalıyor.
Direnişte neler oluyor ve dışarıya yansımaları nasıl oluyor bunları değerlendirmek istiyorum.
Vadiye daha girilmeden önce yaptığımız toplantılarda aramızda provokatörler olabileceğini biliyorduk.
Emniyetten, Jandarmadan gönderdikleri siviller den başka kendi hemşerilerimizden akrabalarımızdan yani tam içimizden bilgiler toplanıp ilgili yerlerde değerlendiriliyordu.
Taş ocağı olmasın whatsapp grubumuzda çokça bulunuyordular.
Gazeteci kimliği ile girenlerde vardı.
Hatta hukukçu kimliği ile bulunanlarda vardı.
Kim olduklarını bildiğimiz halde hiç bir şekilde müdahale etmedik.
Etmedik çünkü gizlimiz saklımız yoktu. Hatta bizler için çalışma yapan devletin maaşlı memurları niyetimizi iyice anlasınlar istedik.
Niyetimizi açıkça söyleyelim herkes bilsin.
1-İkizdere köylüleri olarak vadimize taş ocağı yapılmasına karşıyız.
2-Yapılmaması için gerekirse canımızı feda edeceğiz.
Cengiz de bizler kadar kararlı bir şekilde girdi vadimize.
Etrafları çepeçevre kolluk güçleri ile donatılmış şekilde çalışmalara başladı.
Mukavemet etmeyeceğiz, küfür etmeyeceğiz, taşkınlık yapmayacağız dedik bu güçlere.
Bildikleri halde kırım’a uğrattılar bizleri.
Duyan desteğe geldi çevreden.
Gelmeyen köylülerimizde gelmeye başladı.
Gittikçe kalabalıklaşıyorduk.
Araya sızmaya çalışanlar da gittikçe artıyordu.
Direnişi provoke edenleri tespit edip anında atıyorduk aramızdan.
Siviller, gazeteciler, muhbirliği fırsata çevirmek isteyen ve bundan rant uman yalaka takım her zaman var oldular, olacaklar.
Biraz daha fazlaca duyulmaya başladık.
Hiç kimse İkizdere’den böyle güçlü ses çıkacağına ihtimal vermiyordu.
Sempati oluştu İkizdere’ye.
Gündeme oturunca İkizdere, olay iyice duyulunca ve doğanın sesi olmaya, doğa için can vermeye gelmiş onlarca insan umut oldu her yere.
Türkiye’nin her tarafında talan edilmiş vadileri için, ormanları için, doğası için mücadele eden herkese umut oldu İkizdere.
Ne olduysa bundan sonra oldu.
Kurumların isimlerini saymayayım, hakkımızda bombardımana başlayacak bir çok gazeteci televizyoncu gönderdiler İkizdere’ye.
Canlı yayınlar yapanlar mı, kayda alanlar mı ararsın hepsi vardı.
Fakat ne hikmetse bu basın ordusunun bir tanesi bile bizim yanımıza gelmedi.
Direnenlerden bir tanesi ile görüşmedi.
Haberler yaptılar, yazılar yazdılar bizleri yerden yere vurdular.
Son noktayı Ulaştırma Bakanı koydu “karşı çıkanlar dışarıdan gelmiş marjinal gruplar” dedi bizler için.
Bu öyle tuttu ki yerel yönetimde yetkisi olanlar bu yalana sarıldı.
En başta köy muhtarı ve belediye başkanı için can simidi oldu bu mazeret.
Bir kişi bile dışarıdan aramızda olmadığı halde, bunu bildikleri halde, bu yalanlarla bizleri vurmaya başladılar. Bahse konu yetkililer İstanbul’dan gelip koltuklarına oturanlardır.
Onlar yalancıdırlar, bu gün var olup yarınları asla olamayacaklar olanlardır.
Basın kartlarını gösterip içimize girmeye çalışan ajan provokatörler, köylülerden biri gibi gruplara girip ana avrat kolluk güçlerine sövenler ve onların sayesinde üzerimize çullananlar, zulüm edenler yaptıklarından vücutlarımızda ağrı, sızı eksik kalmadı.
Bunları çok iyi biliyorduk ve bunlara karşı hazırlıklıydık.
Bu güçler bizleri yıkamıyor, yıldıramıyordu.
Asıl anlatmak istediğim konunun merkezine geliyorum.
Hakkımızda bir dünya manipülasyon ürettiler.
Yukarıda bahsettiğimiz gruplara karşı koyabiliyoruz çünkü hazırlıklıyız.
Bir kesim var, kendisini demokrat ifade edenler ve doğa savunucuları gibi tanınanlar ve bunun için tepkisini göstermiş olanlar.
Bunların hemen hepsi, korona virüsü bahsi ile tam kapanmadan dolayı iyice kapanmışlar evlerine.
Yapacak başka işleri güçleri de kalmamış.
Bakınıyorlar İkizdere de şöyle böyle oluyor, köylüler direniyor, vadileri için.
Önce hak verenler, sonra biraz daha araştırınca aslında İkizderelilere iyi olmuş diyorlar.
Bunlar değil mi ki iktidara veya cumhur ittifakına %90’a yakın oy vermiş olanlar.
Bunlar Kaz dağları yok edilirken neredeydiler.
Bunlar Akdeniz’de, Egede, Marmara’da, Türkiye’nin her yeri yok edildiğinde neredeydiler?
Ama bilmiyorlar ki her bir katliamın karşısında duranların içerisinde mutlaka İkizdereli birileri vardı.
İkizdereliler iktidar partisine çoğunlukla oy vermişler diye bu kesimler tarafından linçe uğruyor.
Karşımızda olanları çok iyi biliyoruz ve onlara karşı koyabiliyoruz ama desteğine ihtiyaç duyduğumuz kesim bizlerin direncini kırıyor.
Enerjimizi bunlar yok ediyor.
Daha beter olun diyorlar.
Sizlere müstahaktır diyorlar.
Bundan sonra akıllı olursunuz artık diyorlar.
Sosyal medyalarında zevkten dört köşe oluyorlar.
Hele bir kurgu yapıldı, senaryo oynandı “ Bakan gelmiş köylüleri toplamış salona köylümüzden biri kandırıldık demiş, salondakiler tepkisiz durmuş hatta desteklemiş, sonuç ne olmuş İkizdereliler satılmış olmuş, sonrasında bırakın bizlere sempati duyanları destek verenler bile vazgeçtiler.
İkizdere’de bir Tarih yazılıyor.
Bir tarafta yaşam alanlarını canı pahasına korumak isteyenler var.
Diğer tarafta “üç beş kadını yok edemediniz mi hala” faşizmi var.
Ve bizleri böcekler gibi yok etmek isteyen güvenlik güçleri var.
Ve yetmiyormuş gibi bizler için oh olsun sizlere diyenler var.
İkizdere’de direnenler hangi partiye oy vermişlerse vermişler bu onların tercihidir. Olaylardan sonra tekrar oy verdiği partiye aynı şekilde oy kullanabilirler. İstediğiniz partiye oy çıkmıyorsa o partinin muhalefet yapamama sorunu vardır. Asıl bunun sorgulanması gerekir.
İkizdere direnişçileri profilini baktığımızda oy oranları dağılımı aynı şekilde görünür. Particilik yapan tek kişi ben görmedim.
Hiç kimse unutmasın, sayımız oldukça azdır, destek vermezseniz haklı davamızı kazanamayabiliriz. Bizim için bir kişi çok şey demektir. Destek vermek istemeyenlerden bir ricam var lütfen susun.
Bir diğer konuda basın emekçileridir. Bizleri haber yapmak için gece gündüz çalıştılar, ellerimizden gelen yardımı yapmaya gayret ediyoruz. Eksiğimiz mutlaka oluyordur, eminim kusurumuza bakmıyorlardır. Onlara sesimizi duyurdukları için gerçekleri yazdıkları için çok teşekkür ederiz. İyi ki varlar.
İkizdere direnişçilerine selam olsun, çok yakında tekrar orada olacağım.
Güngör Baş
15/05/2021 Tahran