Rize HAFİF KAR YAĞIŞLI
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Güngör Baş’ın direniş hikayesi

ad826x90

 

ad826x90

GÜNGÖR BAŞ FOTO

DİRENİŞTE KAZANANLAR VE KAYBEDENLER

Gençağa KARAFAZLI -Hüseyin ALTUN

Yaklaşık 90 günden beri İkizdere Eskencidere vadisinde AKP ye yakınlığıyla bilinen Cengiz inşaatın İyidere lojistik liman inşaatı için yapılacak olan taş ocağına akrşı direniş devam ediyor.

ad826x90

Bu direnişin en önünde eyer alan 80 günden beri vadide direnen Güngör Baş direnişte kazanan ve kaybedenleri yazdı.

İşte Güngör Baş’ın direniş hikayesi:

KAYBEDENLER

İkizdere de Cengiz’in liman dolgusu için Taş Ocağı yapımı devam ediyor.

ad826x90

Karşı duruş 1,5 yıldan fazladır devam ediyor, direniş çadırımız 3 ayı geçti.

Çalışmalar 22 gün oldu.

Bütün dünyanın gözü önünde doğa katliamı yapılıyor.

Cennetimiz yok ediliyor.

Katliamın kazananı olmaz.

Kaybedenleri sıralayalım.

Böyle bir doğayı yok etme emrini veren İktidardır birinci kaybeden.

Yeterli inceleme yapılmadan, alternatif taş ocakları değerlendirilmeden, her bölge için bilimsel metotlar gereğince, yeterli havzalar oluşturulmadan, her bir proje için yeni taş ocağı açılması iznini verenlerdir baştaki sorumlular.

Bunlar en baştaki kaybedenlerdir.

İkinci kaybeden Cengiz’dir.

Aldığı projelerde Dünya sıralamasında ilk ona giren müteahhit Cengiz’in sayısız mühendisler ordusu vardır. Taş ocağı yapılacak bölgeyi gördüler. Yıkmak istedikleri bölgenin cennet olduğunu bile bile, hunharca saldırarak doğayı yok etmek, en küçük mikro organizmalar dahil tüm canlılığı canice yok etmek isteyen Cengiz ikinci kaybedendir.

Devletin kolluk güçlerinin bizlerin emniyeti için var olduğunu bilirdik. Öyle olmadığını anladık. Cengiz efendinin doğayı rahatça yok etmesi için bir avuç insana yüzlerce kolluk gücü görevlendirdiler.

Gözlerinde en ufak acıma duygusu olmayan kolluk güçleri bizleri böcek gibi görüp kırıma uğrattılar. Öldürme amaçlı gırtlağıma gaz sıktılar, suç duyurusunda bulundum ne olacak bilmiyorum ama hukuk bir gün işleyecektir diye ümit ediyorum.

Katliam yapan firmanın rahatça bunu yapabilmesinde yardımcı olan kolluk güçleri kaybedenler listesindedir.

Belediye başkanı İkizdere taş ocağı olmasın, turizm ile canlansın isteyenlerden birisiydi. Bir kaç defa yanımıza geldi desteklerini belirtti. Sonra nasıl olduysa Ulaştırma bakanı ile Trabzon dan İkizdere’ye gelene kadar sohbet etmişler ve ikna olmuş.

Sadece iki yıl taş alınacakmış ama  75 yıl izin verilmiş. Sonra on ağaç yerine yüz ağaç dikilecekmiş nasıl olacaksa? 13 hektar alandan taş alınacakmış. Bizlerinde ikna olması gerekirmiş.

Yılda 16 milyon ton taş alınacak izni yıllık 20 milyon tona çıkarılıyor. Şuan yapımı başlanan Cevizli taş ocağı yol çalışması yapılırken ve 24,9 hektar alanı kapsıyor iken, Gürdere taş ocağı diye 23 hektarlık ikinci taş ocağına izin verilmişken, mühendislerin ellerindeki projede hammadde temin edilecek bölgenin 200 hektardan fazla görünürken bizimde ikna olmamızı bekleyen belediye başkanı kaybedenlerdendir.

Bir kaybeden daha var Gürdere köyü muhtarı.

Taş ocağı çalışmaları başlamadan önce karşı olduğunu köylülerle birlikte hareket edeceğini bildirmişti. Çalışmalar başlayınca köylülerin yanında değil Cengiz’in ve kolluk güçlerinin yanında olduğunu gördük.

İlk dört gün makinenin önünde hep birlikte bekledik. Yollar kapalı olduğu için dağlardan dikenli patikalardan parçalanarak gelebiliyorduk.

Muhtar her gün defalarca alana geliyordu. Jandarma komutanı ve yetkililerle görüşüyordu. Bir kez olsun köylülerin yanına gelmedi, hallerini sormadı.

30 Nisanda bilgilendirme toplantısı yapıldı devlet yetkilileri tarafından, bizlerden bir kişi bile çağırmadı muhtarımız.

10 Mayıs da Ulaştırma bakanının yaptığı bilgilendirme toplantısı çok kalabalık yapıldı bir tek kişi bile bizlerden çağrılmadı. Bir gün önce Tokat milletvekili ile muhtarın evine gidildiği halde maalesef verdiği sözü yine tutmadı.

Bakan toplantılardan sonra çalışma alanını inceledi. Sonra direniş çadırı önünde toplanan köylülerimizin yanına geldi. Çok köylü gelmişti alana. Muhtar da geldi. Köylünün yanına değil Jandarma komutanının yanında kalmayı tercih etti. Köylüsünün yanına gelemedi.

O gün bir demeç verdi basına. Dedi ki “dışarıdan gelen ayrılıkçı gruplar buraları karıştırıyorlar”.

Alanda olanlardan bir teki bile dışarıdan gelmemiş hepsi köylülerden oluştuğu halde neden böyle açıklama yaptı?

İstanbul dan gelen köylüleri kastetmiş olmalı.

O zaman bir şeyi hatırlatalım kendisine.

Kendisi İstanbul da hayatını geçirdikten sonra emekliliğini köyde geçirmeye karar vermiştir.

Geçen seçimlerde aday olmuştur. İstanbul’dan ve diğer şehirlerden ikametini köye taşıyanlar sayesinde yani taşıma seçmenlerle bir nevi hülle seçimler ile bir kaç oy fazla ile muhtar olmuş.

Gelmiş bizleri marjinal ilan ediyor.

Darp edilerek içeri alındığımızda, ıslak elbiselerimi değiştirmek için kendisi kuru elbiselerimi getirmişti karakola. Haliyle kızgınlık ve kırgınlıkla sesim biraz yüksekçe çıkıyordu, sesimi kısmamı söyledi.

Dedim ki ona “bak muhtar Teyip emicem olsaydı hiç bir köylümüzün tırnağına zarar veremezdiler, sen bizleri kırdırdın”.

O ki uzun yıllar muhtarlık yapmış köylüsü ile bütünleşmiş hala daha onun hizmetlerinden bahsedilen  şimdiki muhtarın babası Teyip Başhasanoğlu yaşasaydı mutlaka köylülerinin yanında duracaktı. Evlerinde sindirilmiş, korkutulmuş tehdit edilmiş hiç bir kimseyi bırakmaz tüm köylülerle alanda yanımızda bulunurdu.

Katliamın en büyük kaybedeni muhtardır.

Hele de köyümüzün en naif insanlarından bir tanesine söylediği terbiyeden, ahlaktan yoksun, iğrenç sözlerden sonra benim için yok hükmündedir. Muhtarlığı geçersizdir.

Taş ocağı yapım çalışmalarının fiziki anlamda kazananı olmayacağı aşikardır.

Ama manevi kazananı vardır.

Onurlu mücadeleyi sahada olsun, dışarıda olsun yürütenlerin hepsi kazananlardır.

Gönlü İkizdere için atan kıyıma içi acıyan desteklerini belirten herkes kazananlardır.

Yok etmeye devam ediyorlar İkizdere’yi.

Ben onlara “yok ediciler” ismini taktım.

Direniş hız kesmeden devam edecektir.

Ta ki yetkililer bu proje bölgesinin yanlış olduğunu anlayıp terk edene kadar.

Güngör Baş

12/05/2021 İstanbul

#İkizdereDireniyor

#İkizdereTaşOcağıOlmayacak

185251111 10221751643993871 881937055886594351 n185761515 10221751635473658 7397738432579539187 n185585700 10221751643313854 7911137898438592658 n185772683 10221751642473833 324894214045824219 n

ad826x90

Sıradaki haber:

İKİZDERE DERNEKLER FEDERASYONU AÇIKLAMA YAPTI

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.