Gazeteci Ahmet Şık, ‘örgüt propagandası’ yaptığı iddiasıyla tutuklandı.
Ahmet Şık, dün İstanbul’daki evine yapılan baskınla gözaltına alınmıştı.
Savcının, Gazeteci Ahmet Şık’a attığı 12 tweeti ve bazı haberlerini sorduğu öğrenildi. Şık’a yöneltilen sorular arasında, Cemil Bayık ile yaptığı röportaj, MİT’in Suriye’deki cihatçılarla bağlantısına dair haberi ve Çağlayan Adliyesi’nde Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alan Bahtiyar Doğruyol ve Şafak Yayla ile telefonla görüşerek yaptığı haber de yer alıyor.
Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Ahmet Şık, attığı tweetler gerekçe gösterilerek dün gözaltına alındı. Ahmet Şık, savcılık ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi. Gazeteci Ahmet Şık, tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi. Mahkeme akşam saatlerinde Şık hakkında tutuklama kararı verdi.
Ahmet Şık’ın mahkemesi başladı. Avukat Efkan Bolaç, Ahmet Şık’ın mahkeme salonuna girerken “Görüşemezsek hoşçakalın, enseyi karartmayın” dediğini aktardı.
Şık’ın ifadesi sona erdi. Mahkeme karar için ara verdi. Mahkemenin kararı beklenirken Çağlayan Adliyesi’nde elektrikler kesildi.
Bu arada AKP’ye yakın olan Twitter’daki Başkentçi isimli kullanıcı, Ahmet Şık’ın ifade işlemleri sürerken “Terör örgütü propagandası yapan Ahmet Şık tutuklandı” diye yazdı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı üzerine dün İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan Gazeteci Ahmet Şık’ın bugün soruşturmayı yürüten savcı tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alındı.Şık ifadesinin ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na gönderildi.
Ahmet Şık’a savcılık sorgusundaki soruların genellikle attığı twitlerden olması dikkat çekti. Şık, ifadesinde “5 yıl önceki Ergenekon örgütü bağlamında suçlandığımda mesleki faaliyetlerim soruşturma konusu olmuştu, Şimdi de mesleki faaliyetlerim başka bir isimle soruşturma konusu edilmeye çalışılıyor” dedi.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre; Savcı sorgusunda,Ahmet Şık’a, Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde @sahmetsahmet kullanıcı adlı hesaptan yapılan, ‘Tahir Elçi’yi tutuklamak yerine katletmeyi tercih ettiler. Katil sürüsü bir mafyasınız’, ‘Devlet mafyalaştıran suçlarının soruşturulmasını engellemek için savaş çıkardığına inananlar bomba patlatacağına neden inanmaz’, ‘Geçmişte Kürt meselesindeki en şahin şiddet uygulamalarının bir aktörü olan Ağar o dönemde soruna siyasi çözüm söylemiyle sahne almıştı’, ‘Katil devlettir deyince bozuluyorsunuz’, ‘Suikastçinin Nusra’cı değil FETÖ’cü olduğunu kanıtlama gayretindeki iktidar ve yancıları katilin polis olduğu gerçeğini ne yapacaksınız’ şeklindeki twitlerini sordu.
Ahmet Şık’a twitlerinin, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 301 maddesindeki düzenlemeye göre “Türkiye Cumhuriyetini, Yargı Organlarını, Askeri ve Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama” suçu kapsamında değerlendirildiğini belirten Savcı, konuyla ilgili ifadesini sordu.
Ahmet Şık, “Ben bütün soruları ve paylaşımları görüp öğrendikten sonra beyanda bulunup bulunmayacağıma karar vereceğim, şimdilik bu soruya cevap vermek istemiyorum” diye yanıt vardı.
SABAH MUHABİRİNİN YAZISI
Savcının suçlamalarından biri de, “Sabah Gazetesi muhabiri Nazif Kahraman’ın adı geçen gazetenin internet sitesinde yazdığı “MİT Tırları kumpasının başrolündeki FETÖ’den tutuklu Savcı Özcan Şişman’ın mektubuna Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan Ahmet Şık’ın bu şekilde saldırıyı MİT’in üzerine yıkmak ve olaydaki FETÖ etkinliğini karartmaya çalışmakla suçlanıyor” şeklindeki iddiasıydı.
ŞIK GENEL BİR CEVAP VERDİ
Son olarak Savcı’nın, “C. Savcısı Şehit Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesi öncesinde olayı gerçekleştiren kişilerle herhangi bir şekilde görüşmeniz oldu mu? Röportaj yaptınız mı? Bu kişilere siz mi ulaştınız, yoksa bu kişiler mi size ulaştı, bu kişilerle ilginiz nedir? Bu konudaki beyanlarınızı söyleyiniz” suçlamasına, Ahmet Şık, tüm soruları kapsayan bir şekilde cevap vererek şöyle dedi:
“Ben yukarıdaki soruların hepsine genel olarak cevap vermek istiyorum, 15 Temmuz kalkışması başarılı olsaydı, su an yaşadığımızı yaşamış olacaktık, yani darbenin engellenmiş olması bir cuntanın iktidarda olduğunu değiştirmiyor ve böyle bir dönemde zaten geçmişten beri sorunlu olan yargının kendisinin hukukla bağının bu kadar zayıf olduğu bir süreçte mesleki faliyetlerimin soruşturma konusu edilmesini meslek ahlakıma hakaret sayarım, kimsenin de haddine değildir.
Dolayısıyla bu sorulara yanıt vermek istemiyorum, yargı bağımsız tarafsız ve adil olabilseydi o zaman ifade vermek isterdim, zaten böyle bir soruşturma olmazdı. Savcılık makamının yönelttiği sorulardan birisi Sabah Gazetesi’nde Nazif Karaman’ın imzasıyla yayınlanan bir haberden yola çıkılarak yöneltilmiştir, haber metninde savcılık makamı kastedilerek şahsımın suçlandığına ilişkin bazı konular dile getirilmektedir, ancak soru bizzat haber metninde yazan konu ile ilgilidir. Haberi yazan kişinin iddiasına ne diyorsunuz şeklindedir.
Soruşturmayı Adalet Bakanlığı’na bağlı savcılık makamımı yürütmektedir, yoksa bir medya çalışanı mı yürütmektedir. Şuanda sahnelenen senaryoyu daha önce ben yaşadım, 2011 yılında AKP ve Gülen cemaatini taht kavgasına tutuşunca şuanda yaşanan savaş günlerine gelindi, günümüzün kullanışlı sözcüğü de daha önce adlandırılan bahsetmekten bile korkulan Gülen Cemaatini kasteden FETÖ olarak karşımıza çıktı. Ergenekon sürecinde poliste yargıda örgütlenmiş bir suç örgüt olarak çalışan Gülen cemati kadroları ve bu çetenin siyasi onay makamı AKP hükümeti hedef aldıkları her kim ise öncelikle kendilerine yakın medya organlarında asılsız suçlamalarla itibar suikastine uğratıldı, daha sonra bu suç örgütüne mensup polisler hedef alınan kişiyi gözaltına alır, gözaltının süresinin sonunda suç örgütünün başka bir uzantısı olan savcılık makamının karşısına çıkartılırdı, Orada karşınıza çıkacak sonuç belliydi, tutuklama istemiyle sevk olma, hakimler zaten bu suç örgütü zincirinin diğer halkasıydı, yani suçlama sorgulama, hüküm ve her şey önceden belirlenmiş bir senaryonun parçasıydı, iki eski iktidar ortağının birbirleriyle savaşa tutuşmaları neticesinde Gülen cemaati kadroları büyük oranda polis teşkilatı ve yargıdan tasfiye ediliyormuş gibi görünüyor, Ancak o dönemde karşımıza çıkan hukuğun paspas edilmesi süreci yeni figüranlarıyla ve daha pespaye bir biçimde sergilenmeye devam ediyor. 5 yıl önceki Ergenekon örgütü bağlamında suçlandığımda mesleki faaliyetlerim soruşturma konusu olmuştu, Şimdi de mesleki faaliyetlerim başka bir isimle soruşturma konusu edilmeye çalışılıyor, bu aşamada söyleyecek başka bir sözüm yoktur.”
SAVCININ 301. MADDEDEN SORUŞTURMA İZNİ YOK
Ahmet Şık’ın avukatlarından Tora Pekin, TCK’nin 301. maddesinden soruşturmanın izne tabi olduğunu ve bu iznin alınıp alınmadığın dikkat çekti. Ahmet Şık’a yöneltilen suçlamalar için, “Sorulan sorulardan suçlamanın ne olduğu kesinlikle belli değildir” diyen avukat Pekin, “TCK’nın hangi maddesinin hangi gerekçe ile ihlal edildiği anlaşılamamaktadır. Bu durum Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin açık hükümlerine aykırıdır. ‘Ne düşünüyorsunuz, ne kastettiniz’ gibi sorularla sadece niyet okunabilir, herhangi bir suç soruşturması yapılamaz” dedi.
NAZİF KARAMAN’IN HABERİNİ SORU OLARAK SORDULAR
Avukat Can Atalay da gözaltına alma işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek, gazeteciliğin bir kamu görevi olduğunu hatırlattı. Atalay, Şık’ın gözaltına alınmasından sonra AKP yandaşı Sabah gazetesinin muhabirlerinden Nazif Karaman’ın yazdığı bir haberin internetten alınan çıktısının doğrudan okunarak soru olarak sorulduğunu bunun da hukuka aykırı olduğunu ifade etti.
‘SABİTLEMİŞ TWEET’ SORULDU
Ahmet Şık’a sorulan sorular arasında Twitter profiline sabitlediği tweetin de sorulması dikkat çekti. Savcı, Ahmet Şık’a, “Twitter hesabınızda “Tanrısı değişir, kendisi değişmez, tek din faşizmdir” şeklinde paylaşım ile neyi ve kimleri kastediyorsunuz, bu konuyu açıklayınız”sorusunu yöneltti.
AHMET ŞIK’IN ANAYASA HAKKI İHLAL EDİLDİ
Avukat Evren İşler de, İsnatın somutlaştırılmadığına dikkat çekerek, Ahmet Şık’ın Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan çok sayıda hakkının ihlal edildiğini zabta geçirdi.
Savcıya ifade vermeyen Şık adliyeye sevk edildi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.