2013 yılında, dünyada ve özellikle Avrupa’da ekonomik krizler baş göstermiştir. Bu nedenle ülkemiz için de oldukça sıkıntılı bir yıl olmuştur.
Yıllardır süre gelen sorunlar çözülmesi güç bir yumak halini almışken, kimsenin çözmek için cesaret edemediği adımların atıldığı ve milletin iradesini ortaya koyma sürecinde olumlu ve güzel gelişmelerin yaşandığı bu süreci baltalamaya çalışan iç ve dış güçler farklı farklı tezgâhlar kurmaya çalışıyor. Anlaşılan odur ki, 2023 yılının Türkiye ekonomisinin, dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisinde olması hedeflenen bir dönemde “bu başarıya nasıl engel olabiliriz” şeklinde yapılan çalışmalar hız kazanmıştır. Kişiler üzerinden kurulan bu tezgahlar ülkemizi giderek çıkmaza sokmakta ve ciddi bir kaos ortamı yaratmaktadır.
Son günlerde gündemde olan yolsuzluk ve rüşvet skandalı iddiası ile; işsizliğin, yoksulluğun, adaletsiz gelir dağılımı ile karşı karşıya kalan tüccarımızın dünyasında, siyasi hayal kırıklıkları oluşmuştur. Bu yıl içerisinde süre gelen olayların başlattığı kriz son günlerde yaşanan olaylar sonucunda tüccarımızı da etkilemeyebaşlamıştır. Bu karmaşanın ve kişisel menfaatlerin bertaraf edilerek milletçe kenetlenmemiz gerekmektedir.
Ülkemizde gerçekleşen bu gelişmeler ekonomik anlamda büyük hasarlara sebebiyet vermektedir. Bireysel fikirleri ve değerleri bir kenara bırakarak ülke menfaatlerini ön planda tutmak hepimize fayda sağlayacaktır. Bu bağlamda her ne amaçla olursa olsun, ülke ekonomisine zarar verecek olayların yanında değil karşısında olmamız gerekmektedir. İMF borcunun sıfırlandığı bir ortamdan kısa zamanda geldiğimiz durum birilerinin dikkatini çekmektedir. Faiz oranları ve TL değerindeki dalgalanmalar direkt olarak ekonomimizi etkilemektedir. Bilindiği üzere ithalat ve ihracatımızı döviz ile gerçekleştirmekteyiz. Özellikle kış aylarında yoğun şekilde kullandığımız doğalgazı döviz ile satın almaktayız.
Bu nedenle döviz kurlarındaki 1 kuruşluk artış bile ülke bazında büyük rakamlar yapmaktadır. Bu rakamlar devletin kasasından, yani halkımızın cebinden çıkmaktadır. 76 milyon vatandaşımızın hakkı olan bu paraların şahsi menfaatlerde kullanılmasının affedilir ve kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Var olan haksız kazancın karşısında en önce biz oluruz. Ancak burada dikkatten kaçırmamamız gereken bir husus daha var. Yolsuzlukları ve usulsüzlükleri ortaya çıkarmak için başlatıldığı iddia edilen operasyonun, diğer yandan özellikle yabancı menşeli belirli grupların yaratılan kaos ortamından nemalanmasına sebebiyet vermesi de düşündürücüdür. Benzeri gelişmelerin yakın zamanda yaşanmış olması da halkımızın dikkatinden kaçmamıştır.
Ekonomik istikrara her geçen gün daha da yaklaştığımız bu dönemde, bu süreci sekteye uğratacak çeşitli olayların üst üste patlak vermesi düşündürücüdür. Yapılmak istenilen ayrışmanın ve sürtüşmelerin bizlere hiçbir şey kazandırmayacağı aşikârdır. Bu bir bakıma birilerinin büyüyen Türkiye’yi çekemeyişi, çeşitli sorunlarla boğuşan komşularımızın yanında bu hızlı yükselişimizi kabullenmeyişi olarak açıklanabilir.
Ülkemizde yaşatılmak istenilen bu kargaşa ortamından ilimiz de oldukça zarar görmektedir. Yaşanan maddi zararlar tüccarımızı ve sanayicimizi zor durumda bırakmaktadır.
Yeni yıla girerken ülkemizin bu sıkıntılı durumdan en az hasarla kurtulması için, tüm halkımızın, tüccarlarımızın ve sanayicilerimizin, birlik ve beraberliğimizi muhafaza edecek şekilde, sağduyulu davranmalarını temenni ettiğimizi kamuoyunun bilgilerine sunarım.”dedi
‘Hristiyanları mı öldürecek müslümanları mı’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.