Anadolu Ateşi’nde dans eğitmenliği yapan 40 yaşındaki Senem Gemici, öğrencisi olduğu KOÜ Spor Bilimleri Fakültesi bünyesinde geçen yıl eylülde kurulan dans grubunun başına geçti.
Antrenörlük, Beden Eğitimi ve Spor, Rekreasyon ve Spor Yöneticiliği bölümlerinde eğitim gören 35 öğrenciden oluşan grup, “İnsanlığın Doğuşu Medeniyetler Buluşması” isimli gösteriyle insanlık tarihini lirik ve modern danslarla anlatıyor.
Bugüne kadar Kocaeli ve Eskişehir’de 6 kez sahne alan topluluk, son olarak şubatta Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda KOÜ’nün ev sahipliğinde düzenlenen Marmara Kariyer Fuarı’nda (MARMARAKAF) izleyici karşısına çıktı. Bir sonraki gösterilerini 7 Haziran’da Eskişehir’de sergileyecek dans grubu, “tarihin sıfır noktası” olarak nitelendirilen Göbeklitepe’de performans sergilemek istiyor.
Dans eğitmeni Senem Gemici, çeşitli nedenlerle ara verdiği eğitimine 17 yıl sonra geri döndüğünü ve talep üzerine dans grubunun başına geçtiğini söyledi.
‘BİR KONUNUN SANATA DÖNÜŞMESİNİN EN ÖNEMLİ NOKTASI HİKAYE ANLATMAK’
Mitolojiye merakı olduğunu ve drama tarzında kurgular yazabildiğini anlatan Gemici, “Bu da Anadolu Ateşi’nden Mustafa Erdoğan’dan öğrendiğim disiplinden geliyor. Güçler birleşince kurgu başladı, hikaye çok beğenildi. Bu hikayeyi 20 günde yazdım.” dedi. Gemici, hem eğitmenlik hem de sanat zevki gereği dansla bir şeyler anlatmayı sevdiğini dile getirerek, “Bir konunun bir müsamereden çıkması ve sanata dönüşmesinin en önemli noktası; kurgu olması, hikaye anlatmak. Göbeklitepe denildiğinde benim tüylerim halen diken diken oluyor, benim ilk göz ağrım.” diye konuştu.
Gösteride 50 dakika boyunca “insanlığın doğuşunu ve gelişimini” lirik ve modern danslarla anlattıklarını belirten Gemici, “İzleyiciye mezhep, din, dil ve ırk ayrımı olmadan insanlığın doğuşundan bugüne farklı kültür ve medeniyetlerin buluşmasını anlatıyoruz.” ifadesini kullandı.
‘SAHNEDE BURNUMU KIRDIM, YİNE DEVAM ETTİM’
Antrenörlük Bölümü 2. sınıf öğrenicisi Selin Gülşen Gürcan da jimnastik yaptığı sırada modern dansla ilgilenmeye başladığını kaydetti. Gemici ile tanıştıktan sonra dans grubuna dahil olduğunu dile getiren Gürcan, “Sahne aşırı keyifli, çok duygulu ve aynı zamanda hüzünlü.” dedi.
Çok fazla çalıştıklarını ve sık prova yaptıklarını anlatan Gürcan, “Yeri geldi hastalandık, yine geldik. Sahnede burnumu kırdım, yine devam ettim.” diye konuştu.
Antrenörlük Bölümü 2. sınıf öğrencisi Süleyman Işık da küçük yaşlarda halk oyunları ekibinde yer aldığını ancak bu gösterinin çok farklı olduğunu söyledi. Işık, sahneye çıktığında tamamen karaktere büründüğünü ifade ederek, şunları aktardı:
“Duyguya girmek için ilk önce karakteri araştırman gerekiyor. Biz araştırmamızı yaptık ve öyle dans etmeye başladık. Dansla ilgisi olmayan arkadaşlarım ve ailem, gösteriyi izlemeye geldiler. Çok güzel tepkiler aldım. Kendimi geliştirdim. Dans bana çok güzel insanlar kattı.”