Fatma YÖRÜR
Cumhuriyet davasında Kadri Gürsel tahliye edilirken, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Emre İper’in 31 Ekim’e kadar tutukluluğunun devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma tarihi Cumhuriyet’e ilk operasyonun düzenlendiği tarihin birinci yılıdönümü olan 31 Ekim tarihe ertelendi.
Mahkeme kararı açıklarken, delillerin toplanması ve bilirkişi raporlanın beklenmesine karar verildiğini bunun yanısıra tanık olarak dinlenmesi gereken Mehmet Faraç’ın ifadesine başvurulacağını ifade etti.
Mahkeme Başkanı Star ve Akşam gazetesinin “kendi kendine işgüzarlık yaparak, yorum yapması ve savcı mütaalası ve karar açıklaması” hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
Ahmet Kemal Aydoğdu hakkındaki “jeans biri” sıfatıyla atılan twittlerdan kaynaklı açılan davada takipsizlik olduğu ifade edilerek bu davanın Cumhuriyet Davası kapsamı dışında olduğu belirtildi.
TANIKLARIN İFADESİ İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME
Cumhuriyet davasında tanıkların dinlenmesinden sonra söz alan Cumhuriyet Gazetesiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, tanıklardan Rıza Zelyut’un ifadesine ilişkin olarak, “İlhan Selçuk’tan öğrendiğim şey, ölmüş bir insanın arkasından referansla o olsa böyle derdi. Şöyle derdi, demem. Medeni kanun: Akıl zayıflığı olmayan herkes ayırt etme gücüne sahiptir. Ayırt etme gücü olmayanların fiil ehliyeti yoktur. Ayırt etme gücü olmayanların fiilleri hukuki sonuç doğurmaz. Sanık Rıza Zelyurt’la ilgili değerlendirmem bu şekildedir.” ifadelerini kullandı.
Atalay ayrıca; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine imzasız dilekçe verildiğinde söz ederek, “sizi rahatsız etmeyecek muhalefet yapacağız” ifadeleri bulunan dilekçenin Alev Coşkun tarafından mı verildiği sordu.
‘CUMHURBAŞKANLIĞI’NA DİLEKÇEYİ ALEV COŞKUN MU VERDİ’
Akın Atalay: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine verilen imzasız dilekçede “sizi rahatsız etmeyecek muhalefet yapacağız” deniyor. Bu yazı üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü “olur” imzasıyla sonuçlanmış bir sürece yeniden inceleme başlattı. Bu ihbar dilekçesine ilişkin dosyada bazı ifade ve emareler var. Atalay, Alev Coşkun’un dosyaya verdiği ok işaretli küpür ile imzasız dilekçede verilen kupürün arasındaki benzerliklere dikkat çekerekAtalay: “Bu iki küpür aynı küpür.”
“Bu durumda Cumhurbaşkanlığına dilekçeyi Alev Çoşkun mu verdi?” dedi.
Alev Coşkun’un daha önceki beyanlarına değinen ve bu dilekçeyle ilgili ifadelerindeki çelişkilerini ortaya koyan Atalay, “Tanığın daha önceki tutarsız ifadeleri nedeniyle tanıklığı güven vermemektedir.” dedi.
‘İLHAN SELÇUK PARLEMENTODAKİ 3. PARTİNİN HABERLERİNİ YAYINLAMAZ MIYDI’
Cumhuriyet gazetesi Av. Bahri Belen ise Rıza Zelyut’un gazetedeki HDP haberlerine ilişkin konuşmasına şu şekilde cevap verdi: “Tanık beyanlarında çelişki var. Zelyut, “Yönetim değiştikten sonra çok HDP haberi vardı.İlhan Selçuk döneminde olmazdı” dedi. HDP 2013’te kuruldu, Selçuk 2010’de öldü. Parlamentodaki en büyük üçüncü partinin haberlerinin yapılmasını istemez miydi? Mehmet Faraç yine gelmedi. Kendisinin husumeti vardır. Kendisi dinlendiği takdirde davaya katkısı olmayacağını düşünüyoruz.”
SAVCI MÜTAASINDA TUTUKLUĞUN DEVAMINI İSTEDİ
Mahkeme heyeti savcının mütaalası için duruşmaya ara verdi. Bu arada savcı ve mahkeme heyeti molada birlikte görüldü. Aynı asansöre binerken görülen Savcı Hacı Hasan Bölükbaşı ve mahkeme heyeti avukatların tepkisini çekti.
Savcı mütalaasında, dinlenen kişilerde eksiklik, bilirkişi raporlarında eksik hususların giderilmesi, delillerin yeterince toplanmadığı gerekçesiyle tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını istedi.
Bunun üzerine söz alan Aydın Engin: “Ben gazeteciyim, üç defa aynı yazıyı yazsam işsiz kalırım. Üç defadır delilleri toplayamayan ve her defasında bize aynı gerekçeyi açıklayan savcılık makamına itiraz ediyorum. Buna yasal olarak hakkım yoksa bile sayın heyete sunuyorum bu itirazımı” dedi
Kadri Gürsel: 11 Eylül kararınıza binaen aldım kaleme bu yazıyı.Tanıkların ve delillerin benden korunması yönünde ara kararda bu tek gerekçenizdi. 11 ay bu nedenle uzadı tutukluluğum. Bugün tanıkların dinlenmesi noktasında, bugün dinlenen tanıklar benden bahsetmedi. Alev Çoşkun sadece tanıdığını söyledi Dolayısıyla artık tanıklar üzerinde baskım söz konusu olmaz. Oy çokluğuyla verdiğiniz kararda delil karartma hususu ortada değildir. Bu noktada oy kullanan sayın hakim bugün aramızda değil.
Bylock kullanımı hususunun tutukluluğuma neden olmasının dosyadan düştüğü görülüyor. Yayın ilkesi değişimi doğru varsaysak bile benim bu karar aşamasında görevim olmadığını belirttik. Sadece 34 gün görev yapmış birisinin yayın politikası değiştirmesi söz konusu olamaz. Ara kararda yer alan tutukluluğa devam fikrinin bir gerekçesi kalmamaıştır. Önce tahliyemi sonra beraatimi istiyorum.”
Ahmet Şık: “Hiç bir talebim yoktur ” derken,
Emre İper: “Raporu bekleyeceğim ne desem boş” dedi.
SAVUNMA AVUKATLARI
Avukat Köksal Bayraktar: Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuk vardır, denebilmesi için, savunmanın konuşması gerektiğine inanıyorum. Tanık olarak getirilen Rıza Zelyut, tanıklık değil yorum yaptı. Eğer 5-10 yıl önceki yargıç olsaydı bu ifadeyi dinlemezdi. Aynı şekilde Alev Çoşkun da yorum yaptı. Ki onlar da müvekillerimiz aleyhine bir şey söylemedi. İki kişi saatlerce yorum yapabiliyor, heyetiniz önünde. Zelyut bunları sizin ve yüzü aşkın kişi önünde söyleyebilirken, kim bilir yalnız kaldığı birebir kaldığı savcı önünde neler söyledi. yeminle bunları konuşan bir kişi kapalı kapılar ardında ne söyleyerek etkiledi iddia makamını. 330 gündür yargılanan bir davada delilleri kim toplayacak? Bu sorumluk altındasınız. Bu gerçektir. Eğer adil yargılama varsa bu 330 günde deliller toplanmalı. Siz hiç dört duvar arasında kaldınız mı?
Avukat Bahri Belen: İddia makamının talebi konusunda hiç bir şey söylemeyeceğim. Hukuk ve ceza bilgilerimiz çerçevesinde iddianameyi değerlendirdik. Savcılık makamının iddianamesi siyasidir. Suç belgesi olarak sunulan belgeleri değerlendirdik. Basın kanununda bunların karşılığını belirttik. Şüphelilerin kaçma olasılığı ve delil karartma noktasında söylenecekleri de söyledik. yakalanması söylenen ve ‘kaçak’ denilen Can Dündar’ın da dosyasının derdest olduğunu ve dosyanın reddinin gerektiğini söyledik. Dolayısıyla onun durumunun diğer gazeteciler için örnek teşkil etmeyeceğin belirttik. Şu an geldiğimiz aşamada müvekillerimizin tutukluluğuyla ilgisi kalmadı. Söyleyecek bir şeyimiz kalmadı.
Tora Pekin: İper’in telefonu 6 aydır incelenemedi. Bu nedenle tutukluluğun devamının istiyor savcılık, telefonun incelenmemesinin cezasını İper ve ailesi mi ödeyecek? Bilirkişi raporları evet incelensin ama tutuklama gerekçelerini somutlaştırmak zorundasınız. Talebim tahliyeden öte adil yargılanma hakkına riayet edilmesi.
Köksal Bayraktar: Örgüt içinde hiyerarşik yapıya dahil olmayarak bilerek ve isteyerek örgüte yargım etmekten yargılanıyor. Hangi fiillerle yapmış müvekkilim bunu? İddianamede bunun yazılması lazımdı. İddia makamın bunu ortaya koymadan soyut delillerle suçlaması ne kadar kolay? Yalvarırcasına soruyorum, hangi fiil, bu gazetecilerin bu yargılamasına sebep olmuştur.
Eğer biz ceza yargılaması yapıyorsak suçta ve cezada kanunilik ilkesini uygulamak zorundayız. Vakıf olayına iddia makamı ve heyetiniz çok giriyorsunuz. Bu sabah Alev bey’in söylediği tarihler yanlıştır. Hüküm 1 – Davalı Cumhuriyet Vakfı’nın üye seçimine ilişkin kararların , “Yönetim kurulu tarafından alınan karar yanlıştır” diyor. İnsanları zindana atmak için yapılıyor bu. Bu bir zulümdür. Türkiye’de gazetecilere yapılan bu zulümü anlamak mümkün değildir.
Faruk Eren’in sözüyle, içinizde insan sevgisi varsa bu eziyet bitsin. Bizler burada yel değirmenleriyle mücadele eden şövalyeler gibi mücadele ediyoruz. Yaşlı şövalyeler. Bu zulüm bitsin. Tahliye kararının bu duruşmada verilmesini talep ediyoruz.
Mahkeme Başkanı, Bayraktar’ın verdiği kitabı reddederek, “bizim sizin vereceğiniz derse ihtiyacımız yok” dedi. Ses tonu çok yükselen mahkeme başkanına avukatlar tepki gösterdi.
ORTAM GERGİNLEŞTİ
Avukatların itirazı üzerine Mahkeme Başkanı, “Bizim insan sevgimizi siz ölçemezsiniz” dedi. Bir avukatın itirazı sonrasında ise Başkan CMK 204’ten gereği avukatın mahkeme salonu dışına alınmasını emretti. Bunun üzerine salondakiler “hepimiz çıkıyoruz” o halde tepkisi gösterdi. Avukat bu tepkiler sonrasında salonda kaldı
Olaylar üzerine söz alan Avukat Bahri Belen, “Biz hakimin, bizden daha fehim, bilgili ve sabırlı olduğunu biliyoruz. Sinirlenmeyeceksiniz. Bunları söylemiş olabiliriz ama sizin bunları sabırla dinlemeniz gerek” dedi.
Başkan ise “Bülent Utku’yu basın davalarından biliyorum. Tarzını biliyorum. Sert bir savunma üslubu var. Ahmet Şık’ı tanımam sevip sevmemem söz konusu değil. İnsan sevgisine davet etmek tahliye talep etmekle aynı şey değil” dedi.
MAHKEME BAŞKANI: İDDİANAMEDE PROBLEMLER VAR KABUL
Mahkeme Başkanı iddianamede problemler olduğunu kabul ederek “iddianamede problemler var kabul. Sizi bir hukukçu olarak dinlemekten keyif alıyorum. Ama başka bir arkadaşımızın topa girip de “Bunu böyle söyleyemezsiniz” demek mahkemenizin tarzı değildir.” dedi.
Daha sonra söz alan avukat Fikret İlkiz, “Terör örgütünü bilmesi lazım, bilerek yardım etmesi lazım. 330 gün tutukluluk, esası olmayan bir davada çok uzun bir süredir. Ben Ergenekon’da Balyoz’da savunmanlık yaptım. Ne oldu hayatlar kaydı. Hukuku bu şekilde uygulamak doğru değil” dedi.
İLGİLİ HABER: Devam eden davanın kararını açıkladılar
Bu arada mahkeme devam ederken Star ve Akşam Gazeteleri, sanıkların tutukluluk hallerinin devam ettiğine ilişkin haber geçti. Savunma avukları bu haberlerle mahkemenin etki altına alınmak istendiğini belirtti. Mahkme heyetine telefonlarla haber gösterildi. Ahmet Şık, Ergenekon davalarına benzer bir durumun yaşandığını ve mahkeme heyetinden birinin bu haberi medyaya göndermiş olabileceğini söyledi.