Bülent Sarıoğlu / Hürriyet – Darbe girişimi sonrası cezaevlerinden artan şikâyetler üzerine Meclis’e bilgi veren Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, duvarların arkasında yaşananları çarpıcı örneklerle anlattı.
Yıldırım, ‘A Takımı’ ifadesiyle şikâyet edilen ani müdahale timlerinin gerekçesiyle ilgili, “Kendi etini kesip yiyen var. Tıbbi anlamda 330 kişiyi tehlikeli hükümlü kategorisinde görüyoruz” dedi.
DOLULUK ORANI YÜZDE 104
Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre Türkiye genelinde 296 kapalı, 70 açık, 6 çocuk cezaevinde 195 bin tutuklu, hükümlü bulunuyor. 15 Temmuz sonrası FETÖ operasyonlarından alınan 34 bin ve bunun dışındaki 6 bin tutukluyla cezaevleri kapasitelerini aştı. Adli kontrol ve denetimli serbestlikle tahliye olanlara karşı, doluluk oranı yüzde 104’e ulaştı.
15 Temmuz’dan sonra avukat görüşmelerinin kayda alındığını doğrulayan Genel Müdür Yıldırım, bunun 667 sayılı KHK’ya dayanılarak savcının talimatıyla yapıldığını ve ‘örgütlerin yönlendirmesi, içeriye talimat vermesi veya gizli mesajların engellenmesi’ amacı taşıdığını belirtti. Yıldırım, iç çamaşırı ve çoraplara uyuşturucu emdirilip cezaevine sokulması gibi somut örnekler nedeniyle bu giyeceklerin cezaevleri kantininden alınması şartı getirildiğini vurguladı. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yıldırım şunları söyledi:
ÇIPLAK ARAMA RUTİN
“Türkiye’de çıplak arama rutin bir uygulama değildir. 2013’ten sonra tek kullanımlık kağıt elbiseleri dağıttık. İnfaz sistemlerinde bu giriş aramasının alternatifi bir sistemi biz tespit edemedik. Alternatif bir teknoloji varsa bunu kurmaya, geliştirmeye razıyız.
Oyuk araması, ilgili yönetimin talebi ve somut gerek görmesi üzerine tabip tarafından yapılmaktadır.
İntihar sayılarımız AB ülkelerinin tamamından daha az. Ancak önlenebilir her bir intihar vakasını önleme hedefimiz var. Bu noktada intiharı tamamen önlemek mümkün değil. En son savcımız şortunun ipini çıkarmak suretiyle intihar etmişti. İpsiz şort verelim desek, bir başka vaka da nevresiminin kenarını kesmek suretiyle intihar etmişti. Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi bizim ülkemizde de intiharın önlenmesi mümkün değil.
Şu an itibariyle 10’un üzerinde kendi dudağını diken hükümlümüz var; bir hastalık. Kendi etini kesip yiyen hükümlü var. Bu durumlarda gerektiğinde müdahale edebilecek şekilde özel giysili bir birimin olması zorunludur. A Takımı -ki benim tasvip ettiğim bir ifade- ani müdahale ekibi, bir terbiye vasıtası değildir; bir önleme mekanizmasıdır.”