Hasan Cemal, Özgür Gündem gazetesinde başlatılan ‘Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği’ kampanyasına neden destek verdiğini yazdı.
24 yıl sonra yayın yönetmeliği koltuğuna ilk kez dün Özgür Gündem’de oturduğunu söyleyen Cemal, “Ocak başından bu yana Özgür Gündem’e Ağır Ceza’da 140 dava, Asliye Ceza’da 63 dava açıldı, Dicle Haber Ajansı’ndan 12 muhabir son 5 aydır hapiste, 15 de hükümlü Kürt gazeteci cezaevinde… Ve ben, Kürt gazeteciler özgür değilse Türk gazetecilerin de özgür olmayacağına inanıyorum” ifadesini kullandı.
Hasan Cemal’in T24’te “Kürt gazeteciler özgür olmadıkça Türk gazeteciler de özgür olmaz!” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Genel yayın yönetmenliği koltuğuna son kez çeyrek yüzyıl önce Cumhuriyet’te oturmuştum.
1992’nin Şubat ayıydı.
11 yıllık gazete yöneticiliğim ‘Cumhuriyet vazosu’nun kırılmasıyla noktalanmıştı.
O tarihten sonra çıkan bazı fırsatlara rağmen genel yayın yönetmenliğinden uzak durdum.
Belki istemedim, belki göze alamadım, belki de çekindim.
Bilemiyorum.
Ama isabetli, akıllı bir tercih yaptığımı sanıyorum.
Bu arada not etmem lazım.
Salı sabahı Özgür Gündem gazetesinde genel yayın yönetmenikoltuğuna oturunca hoşuma gitmedi değil.
Epeyce özlemişim o masayı.
Ben konuşuyorum, herkes dinliyor!
Çünkü o koltuk diktatörlük koltuğudur.
Herkes ağzına bakar, son söz senindir.
Gazete mutfağında kral ‘ahçıbaşı’dır.
Ama bu açıdan Özgür Gündem’in daha farklı olduğunu söyleyebilirim.
Bir kere, yazı işlerinin çoğunluğunu genç kadın gazeteciler oluşturuyor.Cumhuriyet’te öyle değildi. Mutfakta kadınlar pek temsil edilmiyordu.
Özgür Gündem’in yazı işlerinde ise kadın sesi, erkek sesini bastırıyordu. “Bu da Apo’nun bir başarısı” deyince, masada keyifli bir hava esti.
Genel yayın yönetmenliği masasını özlemişim.
Konuşmaya başladım.
Hatıralara daldım.
Benim ağır aksak konuşmayla toplantı uzamaya başladı tabii.
Ses etmediler ama gazeteyi de geciktirmek istemiyorlardı.
Özgür Gündem’e dayanışma için neden geldiğimi anlatmaya çalıştım.
Özgür Gündem’e Ocak başından bu yana Ağır Ceza’da 140 dava, Asliye Ceza’da 63 dava açılmış durumda…
Dicle Haber Ajansı’ndan 12 muhabir son beş aydır hapiste…
15 de hükümlü Kürt gazeteci cezaevinde…
Tablo bu.
Devlete sorarsanız, bu meslektaşlarım gazeteci değil teröristyanıtını alırsınız.
Yazı işlerinde, Kürt gazetecilerin cehennem ateşi altında haber kovaladıklarını belirttim.
Mahkemelerden, hapislerden, baskılardan, ölüm tehditlerinden en büyük payı Kürt meslektaşlarımın aldığını söyledim.
Çünkü Kürt coğrafyasındaki kıyımın, yıkımın gerçek boyutlarıyla aydınlanmasını Saray’daki Sultan’ın istemediğini özellikle vurguladım.
Saray’daki Sultan, bu yüzden tek sesli ve kendine tabi bir medya düzeni oluşturmanın peşinde, bunun için bir korku imparatorluğu oluşturuyor dedim.
Gündem Mahçupyan: Devlet PKK’nın ona sunduğu imkânı bir kez daha heba etti, AKP artık çözüm istemiyor mu?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.