Özer AKDEMİR
İzmir
Karadeniz’de HES’lere karşı verilen mücadele ile tanınan Mustafa Orhan’ın (Vatandaş Mustafa) yaşamını yitirmesi ülkedeki ekoloji mücadelesi içerisinde üzüntüyle karşılandı. Birçok ekoloji örgütü ve hareketi Vatandaş Mustafa’nın ölümü ile ilgili üzüntülerini dile getiren paylaşımlar yaparken, kendisini yakından tanıyan insanlar ise onun son nefesine kadar doğanın korunması için verdiği mücadeleyi anlattılar.
Karadeniz’deki çevre mücadelesinin hukukçularından Yakup Okumuşoğlu, Vatandaş Mustafa’nın mücadele içindeki rolünü ve kişiliğini şöyle anlattı; “Henüz yürütmeyi durdurma kararı yoktu. HES için ağaçlar kesiliyor, gözlerimizin önünde vadi dozer sesleri, ağaç motorları, yamaçlardan aşağı bırakılan hafriyatlarla inliyordu. Mustafa amca “Evlatlarımı kesiyorlar” deyip yüksek sesle ağlıyordu. Hepimizin gözleri dolmuş, çaresizlik halinde yıkımı izliyorduk. O ara Mustafa amca arkada namaz kılmaya, ağaç kesenleri yüksek sesle Tanrı’ya şikayet etmeye başladı. Ne oldu bilinmez, o ara çalışmalar durdu. O günden sonra ne zaman çaresiz kalsak Mustafa amcayı arardık. Aramızda espri konusu olmuştu. Kendisi hem çok iyi bir insan hem çok hoş sohbet bir insandı. Fırtına Vadisi mücadelesinde en başından itibaren vardı. Özellikle ağaçlar konusunda büyük hassasiyeti vardı.”
“Vatandaş Mustafa” belgeselinin yapımcısı Av. Remzi Kazmaz, Vatandaş Mustafa’nın yaşamını yitirmesinin ardından onun yaşamından kesitlere yer verdiği bir mektup yazdı. “Dereler öksüz kaldı” diye başladığı mektubunda Kazmaz, Vatandaş Mustafa’nın memleketi Rize Ardeşen’de, Fırtına Vadisi üzerinde yapılmak istenen HES’lere karşı mücadelesini aktardı. Vatandaş Mustafa’nın avukatlığını da yapan Kazmaz, “O bizim kahramanımız ve çevre önderimizdi. O bilge bir doğaseverdi. Ama en hasından ve en yüreklisinden. En zor koşullarda o hep en ön saflardaydı” dedi. Orhan’ın doğa koruma mücadelesini anlatmak için ülkenin dört bir yanına gittiğini, okuma yazmayı askerde öğrenmesine rağmen üniversitede ders verdiğini ifade eden Kazmaz, “Her gittiği yerde saygı ve sevgi gördü. Derelerin kardeşliğinin felsefesi gereği her dere-vadi-HES mücadelesinde bir Vatandaş Mustafa yaratmaktı. HES’lere karşı başlatılan mücadelede birçok vatandaş Mustafa ortaya çıktı. İşte bugün Vatandaş Mustafa’nın açmış olduğu bu yolda, eğer destanlar yazılıyorsa biliniz ki onda Vatandaş Mustafa’nın mücadelesinin izleri vardır” dedi.
Vatandaş Mustafa’nın cenazesine katılan Artvin Cerattepe mücadelesinin avukatı Bedrettin Kalın ise duygularını şöyle ifade etti: “2008’lerde bütün derelerimize gözü dönmüş bir saldırı başladığında, bizi ilk uyandırandı Vatandaş Mustafa. Onun arkasında Fırtına mücadelesi vardı. Gerçek bir halk kahramanı, gerçek bir mücadele adamıydı. Sonraki yıllarda derelerde vadilerde ve Cerattepe’de hep yanımızda oldu. Son yolculuğunda da biz onu yalnız bırakmadık, ömrünü verdiği Fırtına deresinin kenarında vadinin yamacında ak toprağa emanet ettik.”
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise Vatandaş Mustafa’nın ardından şunları yazdı:
“Fırtına Vadisi o zamanlar büyüleyici bir yerdi. Ben de alanın milli park olabilirliği konusunda bir tez hazırlıyordum. Tezi teslim ederken Kaçkar Dağları, milli park ilan edildi. Öte yandan tezim bittiği dönemde o zamanki Doğal Hayatı Koruma Derneği Doğu Karadeniz için bir projeye başlamış, ben de yürütücü olmuştum. Planlanan yatırımları araştırınca havzanın her yanında HES ve barajlar planlandığı görülüyordu. Bunlardan biri olan Dilek-Güroluk HES için düğmeye basılmıştı bile. Başı Çamlıhemşin-Hemşin Derneği ve saygıdeğer büyüğümüz Okay Karayalçın çekiyor, ben de her türlü bilgi ve dokümanı sağlıyordum. Ama yerel halk ne olacaktı? İşte burada Mustafa amca diye Çinçivalı bilge bir köylü öne çıkmıştı. Doğanın her unsuru ile farkındaydı, vadisi ve deresi kutsaldı, yaşayan her canlı en az orada yaşayan insanlar kadar değerliydi onun için. Bunları biliyordu tamam da bir de anlaşılır ve ikna eder şekilde anlatılması vardı. İşte Mustafa amcanın bir farkı da burada öne çıktı. Davasına tam olarak inananlarda olabilecek müthiş bir hitabeti vardı. Zamanın hükümeti onun siyasi görüşüne uygundu ama HES için yaptıkları insanlığına ve memleket aşkına uymuyordu. Kimse o konuştuğunda bu adam hükümete siyasal olarak karşı olduğu için HES’lere de karşı diyemiyordu. Bu yüzden çok ikna edici ve inandırıcı konuşabiliyordu. Nihayet Fırtına Vadisi’ndeki HES onun da büyük katkısıyla durdurulmuştu ama başka problemler vadiyi tehdit ediyordu. Yine hiç durmadan, korkmadan konuşuyor, mücadele içinde kalıyordu. Üniversite hocalarına bile aslında sıradan değil resmen derin ekoloji bilgileri veriyordu. Yöresini tanıyan, orayla var olan, geçmişine hayran, bilge bir tavrı vardı. Hocaları her araziye getirdiğimizde çaktırmadan bizi takip eder Vadi ile ilgili her şeyden haberdar olurdu. Doğaya olan bu sevgisini insanlara karşı da gösterirdi şüphesiz. 2001 yılı TÜBİTAK doğa eğitiminde bulunan 25 öğrenci ve 5 hocayı o şahane konakta, şimdi yeniden kavuştuğu dünya güzeli yengemizle ağırlamış tarihi evin her yerini göstermiş ve anlatmıştı. Vadide uzak bir köye bile geldiğimizi duyduğunda mutlaka bizi görmeye gelir ona uğramazsak bir güzel azarlardı. Hep uğrar ondan vadideki son gelişmeleri alırdık, bu yüzden Şenyuva’daki çay ocağında çok defa bizleri ağırlamıştı, son defa 2 yıl önce. Rahmetler olsun, bir Mustafa amca geçti bu dünyadan ne güzel izler bırakarak. Yaşam mücadelesi onunla başka güzeldi. Öğrettiklerin için binlerce teşekkür Mustafa amcam, koruduğun vadin ve tüm canlılar da emin ol çok üzülmüşlerdir. Bir çekimde söylediğin “Biz ayıların, çakalların, kurtların, yaşayan mahlukatın, yaşayan ağacın, yaprağın, yağmurun, dumanın, müdafiiyiz” sözü ne alicenap ne muhteşem bir sözdür, hep hatırımızda kalacak ve bize ders olacak olan. Ruhun şad olsun.”
Kaz Dağlarına ne olduğunun bakın görün
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.