‘Yargı Reform Stratejisi’ hazırlayan Hükümet’ten yeniden reform söylemleri duymanın sevindirici olduğunu söyleyen İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, reformun içinin nasıl dolduracağını Meclis’e sunulacak kanun tekliflerinde göreceklerini kaydetti. Türkdoğan, özellikle TMK’de düzenleme yapılması, hatta tümüyle ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan “Yargı Reformu Stratejisi”, dün AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Oluşturulan yeni strateji belgesi 9 temel amaç taşıyor. Bunlar ise; “Hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi”, “Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi”, “İnsan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılması”, “Performans ve verimliliğin artırılması”, “Savunma hakkının etkin kullanımının sağlanması”, “Adalete erişimin kolaylaştırılması ve hizmetlerden memnuniyetin artırılması”, “Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması”,“Hukuk yargılaması ile idari yargılamanın sadeleştirilmesi ve etkinliğinin artırılması” ve “Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yaygınlaştırılması”.
Hukuk fakültelerinde eğitim süresini 5 yıla çıkarmayı, yine Erdoğan’ın vurguladığı gibi “bazı” avukatlara yeşil pasaport imkanı verilmesini hedefleyen Yargı Reformu Stratejisi’nin içeriğinde “internet sitesinin tamamına değil hukuka aykırı içeriğe erişim engeli konması”, “çocukların ilk suçlarında ceza ertelemesi”, “basit yaralama ile tehdit suçların şikayet kapsamına alınması” gibi düzenlemeler de var.
Hukukçuların, Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakereleri kapsamında 23’üncü ve 24’üncü fasılların yeniden açılması için büyük ölçüde AB’nin isteğine uygun düzenlemelerden oluştuğunu belirttiği Yargı Reform Stratejisi’ne dair ilgili bir çok sivil toplum örgütü ve kişilerden görüşler alındı.
Görüşlerine başvurulan bu STK’lerden biri olan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, açıklanan Yargı Reform Stratejisi’ni değerlendirdi.
Bakanlık ile konuya dair 10 Ocak tarihinde bir görüşme yaptıklarını paylaşan Öztürk Türkdoğan, görüşmenin asıl gündeminin İmralı’da uygulanan tecrit ve açlık grevleri olmasının yanı sıra ceza mevzuatında yapılmasını istedikleri düzenlemeleri de anlattıklarını, yine buna dair raporlarını sunduklarını belirtti.
‘ORTAK RAPOR SUNDUK’
14 Şubat tarihinde ise, Ankara’da Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen “Yeni Bir İnsan Hakları Eylem Planı’nın Hazırlanması” çalıştayına davet edildiklerini aktaran Türkdoğan, davete çok sayıda insan hakları örgütü, meslek örgütü ve baroların davet edildiğini belirtti.
Türkdoğan, bu çalıştayın ardından İHD, TİHV, TTB, Hafıza Merkezi, Yurttaşlık Derneği, Eşit Haklar İzleme Derneği (ESHİD), Diyarbakır Barosu ve Hak İnisiyatifi’nin imzasını taşıyan ortak bir yazılı rapor hazırlayıp, 1 Mart itibariyle Adalet Bakanlığı’na sunduklarını kaydetti. Bakanlık yetkililerine sundukları bu rapordan yararlanılması gerektiğini ifade ettiklerini dile getirej Türkdoğan, “Açlık grevleri devam ettiği süreçte yeniden bazı görüşmeler yaptık ve en son 17 Mayıs’ta Adalet Bakanı Yardımcısı ile daha çok yapılması düşünülen bu reform konuları ile ilgili düşüncelerimizi paylaştık” diye belirtti.
‘REFORMUN İÇİNİN NASIL DOLDURACAĞINI İZLEYECEĞİZ’
Geçen bu süreçte yetkililerce dinlemelerinden öte yaptıkları önerilerin ne kadar hayat bulacak olduğunun önemli olduğunun altını çizen Türkdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamanın kendilerini memnun ettiğini, ancak yine de erken sevinmemek gerektiğini belirtti.
Özellikle 2015 yılından sonra başlayan çatışmalı süreçten sonra yeniden adı reform olan bir belgeye dair söylemler duyulmasının sevindirici olduğunu ifade eden Türkdoğan, şöyle devam etti: “2017 Anayasa referandumu sonrasında Türkiye tamamen antidemokratik bir noktaya kaydı. İki yıl boyunca uygulanan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarının da tahribatları çok yüksek. Hükümetin bunun farkına varması ve yeniden reform sürecine gireceğini açıklamasını önemli olarak düşünüyorum. Reformun içinin nasıl dolduracağını izleyeceğiz ve önerilerimizi de sunmaya devam edeceğiz.”
‘ERKEN KONUŞMAMAK GEREKİYOR!’
İHD Eş Başkanı Türkdoğan, paylaşılan belgede yer alan ana başlıklarda AİHM içtihatları, AYM içtihatları, Venedik Komisyonu’nun, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin raporları ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Türkiye’ye tavsiyelerinin esas alınıp, alınmayacağının önemi üzerinde de durdu. Türkdoğan, “Bunların nasıl gerçekleşeceğini hükümetin hazırlayıp, Meclis’e sunduğu kanun tekliflerinde göreceğiz. O kanun tekliflerini görmeden erken konuşmamak gerekir” dedi.
‘TMK TAMAMEN PROBLEMLİ ‘
Özellikle Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) ciddi sorunlar olduğunu vurgulayan Türkdoğan, bu konuda şunları ifade etti:
“Türkiye’deki TMK ve mevzuatı tamamen problemli ve sorunludur. Herkesin terör suçuyla suçlanabileceği bir yasal ortam var Türkiye’de. Bunun mutlaka değiştirilmesi gerekiyor. Hatta biz TMK’nin ortadan tümüyle kalkmasını savunuyoruz. Kalkmasa bile kesinlikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) belirlediği kriterlere ve uluslararası sözleşmelerde hangi suçların terör suçları olduğuna göre düzenlenmelidir.
ACİL OLARAK İPTAL EDİLMESİ GEREKİYOR
Çok hızlıca ve acil olarak da basın ve yayın yoluyla işlendiği belirtilen suç ve cezaların mutlaka iptal edilmesi gerekir. Türkiye, 2012 yılında böyle bir düzenleme yapmıştı. Şuan da bütün gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler, sendikacılar, insan hakları savunucuları bu mevzuattan mağdur olmuş durumda. Adalet Bakanı 2018 yılı istatistiklerini henüz açıklamadı ama 2017 istatistikleri durumun vahametini ortaya koyuyor. Cezaevlerinde 280 bin üzerinde tutuklu bulunurken, denetimli serbestlik ile tahliye edilen insan sayısı 480 binin üzerinde, adli kontrol şartı ile mağdur edilen insan sayısı 400 binin üzerinde. 81 milyonluk nüfuslu ülkede sen bir milyon 300 bine yakın insanı özgürlüğünden mahrum bırakırsan, çok büyük bir problem vardır ve bu alarm veriyordur.”
‘CMK YENİDEN DÜZENLENMELİ’
Türkdoğan, TMK ile birlikte Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve İnfaz Kanunu’nda da yeni düzenlemeler yapılmasının şart olduğunu vurguladı.
CMK’nin özellikle savunma hakkını, adil yargılama hakkını sağlayacak şekilde değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Türkdoğan, bozulan birçok maddenin yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
“Tutuklamanın istisna olması için yine CMK 100’üncü maddenin 3’ncü fıkrasında yer alan ‘katalog suçla’ suçlanma halinde tutuklanma tedbiri uygulanması asla kabul edilemez, bunun değiştirilmesi gerekir” diyen Türkdoğan, şunları ekledi: “Elbette ağır suçlara bir düzenleme yapılmalı ama slogan atan, sosyal medyada paylaşımda bulunan, ifadelerini paylaşan insanların tutuklanması kabul edilemez.”
‘İNFAZ KANUNU’NDAKİ AYRIMCILIK KALDIRILMALI’
En problemli kanun olarak tanımladığı İnfaz Kanunu’ndaki ayrımcılığın, Türkiye’de had safhada olduğunu söyleyen Türkdoğan, bunun mutlaka kaldırılması gerektiğini kaydetti. Türkdoğan, “Ölünceye kadar hapis cezası gibi hiçbir şekilde kabul edilemeyen ve AİHM’in de ret ettiği uygulamalardan vazgeçilmesi, ağır hasta tutukluların tahliyesine ilişkin düzenleme yapılmalıdır. Adli, siyasi ayrımının ortadan kaldırılması ve infaz da eşitlemeye gidilmeli. İnfaz sürelerinin uzunluğundan herkes şikayetçi dolayısıyla infaz sürelerinin kısaltılması gerekiyor” dedi. (Mezopotamya Ajansı / Berivan Altan)
Aynı etekle yine aynı yerde
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.