Cumhuriyet çalışanlarının yargılandığı dava sanık savunmaları ile devam ediyor
Cumhuriyet’in 11’i tutuklu 17 yazar, çizer, muhabir, avukat ve yöneticisi, sansürün kaldırılışı nedeniyle Basın Bayramı olarak kabul edilen bugün ilk kez hâkim karşısına çıktı.
İçlerinde gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar, halefi Murat Sabuncu, yayın danışmanı Kadri Gürsel ve muhabir Ahmet Şık’ın da olduğu, 17’si Cumhuriyet çalışanı 19 kişi, aylar sonra Çağlayan’daki İstanbul 27’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı.
Dava Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın savunması ile devam ediyor.
‘DAVA CUMHURİYET’E VE GAZETECİLİĞE SALDIRIDIR’
Akın Atalay savunmasında, “31 yıllık avukatım ilk kez bir duruşmaya kravatsız geldim, çünkü geçen hafta kravatları topladılar. Savunmada kullanacağım kitapları sakıncalı diyerek getirmeme izin vermediler. ‘Suç Örgütleri’ isimli kitabı savunmamda kullanacaktım ama izin verilmedi. Bu dava Cumhuriyet’e ve gazeteciliğe saldırıdır” dedi.
Atalay’ın savunmasının bir kısmı şöyle:
‘ÖRGÜTLERLE VE DEVLETİN İÇİNE YUVALANMIŞ ÇETELERLE CUMHURİYET’İN İŞİ YOKTUR’
Cumhuriyet Gazetesine yönelik soruşturma tam bir hukuk cinayetidir. İki amaç var: Cumhuriyet gazetesini susturmak ya da teslim almak, korkusuzca yazmaya devam edeceklere mesaj vermek. Bizi baskı, tehditle korkutamazlar. Örgütlerle ve devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur. Tek faaliyeti gazeteciliktir. Bu gazetenin adını Atatürk vermiştir. Yazarları bedel ödemiştir, katledilmiştir. Direncimizi kıramazlar. Bu operasyona maruz kalan, teslim alınmak, direnci kırılmak, pes ettirilmek istenen gazete öyle sıradan bir gazete değildir son nefesimize kadar gazetecilik mesleğine, etik ilkelere, onurlu geçmişe leke sürdürmeyeceğiz.
‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’
Boyun eğmeyeceğiz. Bu gazete Cumhuriyet’tir ve bu gazete bir gazetecilik anıtıdır! Son nefesimizi verinceye dek dik duracağız. Bu gazetenin köklerinde, tarihinde ve hatta genlerinde bağımsızlık ve özgürlük tutkusu vardır. Soruşturma ve kovuşturma sürecine bakılınca, bu yargılamanın akla mantığa ne kadar aykırı olduğu görülecektir.
Bu haksızlığı yapanlar, asıl onlar çok korkuyorlar. Cumhuriyet korkmaz, teslim olmaz, pes etmez.
Soruşturmamızı yapan Savcı Murat İnam hakkında FETÖ üyeliğinden iki müebbet hapisle açılan dava sürüyor; ama hala görevdeler. Yayın politikasında laiklik ilkesi bulunan kadim bir gazeteye FETÖ suçlaması yapan Savcı, FETÖ’den sanık. Cumhuriyet’in boyun eğeceğini, ödün vereceğini düşünenler varsa yanılıyorlar. Bizi baskıyla korkutamazlar. Devlet içinde yuvalanmış çetelerle gazetenin ilişkisi yoktur.
Gazetecilik adına ödenmiş bedeller Bu miras ve sorumluluk nedeniyle bu gazetede çalışanlar ödün vermez boyun eğmezler. Ancak bir ironi metni olacak bir iddianamenin mahkemeye götürülmesi hem hukuka hem de mahkemeye saygısızlıktır. Son nefesimizi verinceye kadar gazetecilik mesleğine, mesleğin etik ilkelerine leke sürdürmeyecek, dik duracak ve pes etmeyeceğiz. Müebbetle yargılanan Savcı Murat Inam’ın iradesi ipotek altındadır. Bu baskı ile iddianame hazırlamıştır”
8 Şubat 2014 Vakıf Yönetim Kurulu yeniden seçimi için toplantıya kim katıldı kim katılmadı, onu anlatıyor. Katılmayanlar aleyhte tanık. Dışarıdan gelip gazeteye el konulduğu söylenen Orhan Erinç 1963 yılından beri bu gazetededir. En genci benim 1992’de girdim.
Eski yönetimden 5 kişiden 2’si yeniden seçim yapılacak toplantı öncesinde istifa edip üçü de mazeretsiz katılmamıştır. Bu seçime istifa edip katılmayan iki kişi, (aleyhte tanıklar) sonra toplantı yeter sayısı yok diye sonradan başvuruda bulunmuştur.
‘GAZETELERİN YAYIN POLİTİKASINI DENETLEMEK SAVCILARIN GÖREVİ DEĞİLDİR’
İddianamede yayın politikasının değiştiği yönünde değerlendirmelere yer veriliyor. Savcılığın bununla ilgilenmesi abes. Gazetelerin içeriğini ve yayın politikasını denetlemek savcıların görevi de değildir, haddi de değildir.
Nadir Nadi sizden önce gazeteye müdahale eden apoletlilere haddini bildirdi. Biz de taviz vermeyiz, bedelini öderiz.
Bizim gazetemizde editöryal bağımsızlık vardır ve patronlar yazı işlerine, köşe yazılarına karışmaz.
‘HAVUZ MEDYASI GİBİ AHLAKEN BATMADIK’
Yenigün A.Ş. borca batık değildir. Güveni kötüye kullanma suçu için ahlaken, mesleki olarak batık olmak gerekir. Kimseye kapı kulu olmadık. Biz havuz medyası gibi ahlaken batmadık. 25 yılık tüm bilançoları sunuyorum. Havuz medyası böyle şeffaf olsa görürüz fonlayanları. 5 yıldır zarar eden Cumhuriyet 2016’da kar etti ama biz kötü yöneterek zarar ettirdik diye tutuklandık. Cumhuriyet’in 25 yıllık toplam zararı, havuz medyasındaki çoğu gazetenin bir yıllık zararına ancak karşılık gelir. 9 aydır tüm yöneticileri tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi batırılamamıştır, gazete okurlarıyla ayaktadır.
Dosyada iki iddianame var. Basına bir gün önce sunulan ile size sunulan farklı. Haber yapınca bilirkişi raporu iddianameden çıkarıldı. Cumhuriyet dosyasındaki bilirkişilerden birinin ismi dosyada gizlenmiş. Gizli bilirkişilik hukukta yok ama savcıda var.
Erdoğan hangi cesaretle Atatürk Havaalanına indi?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.