HES’lere Karşı Mücadele Eden Köylülere Sadece Eylemlerde Değil, Mektuplarla da Destek Geliyor…
İlköğretim Öğrencilerinden Yurttaş Kazım’a, Cezaevinden Fındıklı Halkına Duygusal Mektuplar…
Bir yanda HES’lere karşı köylülerin sürdürdüğü yaşam mücadelesi, bir yanda da hükümetin uygulamalarıyla başta HES’ler olmak üzere yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar veren projeler devam ederken; bu projelere karşı mücadele eden köylülere de çeşitli destekler geliyor.
Rize kent merkezi dâhil 9 belediye ve 26 köyün, yaklaşık 300 bin kişinin içme suyu ihtiyacının karşılandığı Andon İçme Suyu Tesislerinin bulunduğu Rize Merkeze bağlı Küçükçayır Köyünde yapılmak istenen HES projesine karşı ineğini satıp banka kredisi çekerek dava açan Kazım Delal’e bu kez ilköğretim öğrencilerinden mektuplu destek geldi.
Köy sınırlar içerisindeki HES projeleri ile taşocaklarına karşı yaklaşık 8 yıldır mücadele eden ve kamuoyunda ‘Yurttaş Kazım’ olarak tanınan 70 yaşındaki Kazım Delal, bugüne kadar açtığı davaları kazanarak, çevre ve yaşam mücadelesinde örnek bir duruş sergiledi.
Verdiği mücadele içerisinde HES ve taşocağı firmaları tarafından çeşitli teklifler götürülen, tehdit edilen ve‘hakaret-tehdit ve işi engelleme’ suçlamalarıyla köylüleriyle birlikte hakkında davalar açılan ve çeşitli cezalar alan Yurttaş Kazım, mücadelesinden asla ve hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğini vurguluyor.
Mücadele sırasında başta basın mensupları ve gazeteciler olmak üzere toplumun her kesiminden yüreklice destek aldığını, bu süreçte özellikle de Derelerin Kardeşliği Platformu’na çeşitli sivil toplum örgütleri ile avukatlara çok teşekkür ettiğini anlatan Delal, en son ilköğretim öğrencilerinden aldığı mektupla, çok daha duygulandığını kaydetti.
Bir süre önce İstanbul Kozyatağı’ndaki bir ilköğretim okulunda okuyan öğrencilerden aldığı mektubu defalarca okuduğunu anlatan Delal, “Çocukların isimleri bende kalsın. Açık adres veya telefonları olmadığı için kendileriyle iletişim kuramadım, teşekkür edemedim” dedi.
“Korkmamayı, Dik Durmayı, Mücadele Etmeyi Öğretti!”
Yurttaş Kazım’a İstanbul’dan yazan çocukların ortak kaleme aldıkları mektup şöyle:
“Merhaba Kazım Amca. Size Kazım Amca demek istedik çünkü o kadar içimizden birisiniz ki, sanki yıllardır tanıyormuş gibiyiz. Sizi televizyondan, ‘Salarha Vadisinde’ yapılması planlanan HES karşıtı mücadele ile tanıdık, Günümüzde pek çoğumuz için hiç bir önemi olmayan doğayı kurtarmak için başlattığınız hukuk mücadelenizde, duyarlılığınız ve çalışmalarınız yetmezmiş gibi bankadan kredi çektiniz, süt için beslediğinizi söylediğiniz ineğinizi dahi sattınız. Biz bu mücadelenizi izledikçe bu ülke için kaybolmaya yüz tutan umudumuz yeşerdi, karamsarlıktan az da olsa uzaklaştık. Mücadelenizde yanınızda olamasak da doğa için, gelecek nesiller için yaptığınız bu büyük hizmet için verdiğiniz insanlık dersi için size teşekkür etmek istedik. Her gün çevre katliamı adına çıkan sayısız haberlerden bunalmışken; ormanlar, dereler, ovalar yağmalanırken bize örnek oldunuz, güç verdiniz, umut aşıladınız. Güçlülerin güçsüzler için çok zalim olduğu, para için doğayı, hayvanları ve hatta insanları yok saydığı bir düzende bize korkmamayı, dik durmayı, mücadele etme ve sonuç alma gerçeğini gösterdiniz, Emeğiniz ve azminiz için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Umarız bu yaptıklarınız herkese örnek olur, para için kimsenin geleceğimizi satma cesareti gösteremeyeceği bir ülkede yaşamaya devam ederiz. Bizler geçiciyiz ama doğa kalıcıdır. Biz doğanın sahibi değil sadece bir parçasıyız yalnızca.
Bizler sizi televizyonda izledikçe ve doğa için elde ettiğiniz başarılarınızda ne kadar mutlu olduğunuzu gördükçe biz de sizin kadar mutlu olduk ve sizi yürekten kutladık ve bu duygumuzu sizinle paylaşmak istedik. İnanıyoruz ki, herkes bulunduğu bölgeler için aynı duyarlılık içinde olursa, ülkemiz çok daha yaşanılası bir yer olur.
Yaptığınız herşey için teşekkür ederiz, elleriniz dert görmesin, size ve eşinize sağlıklı uzun ömürler diler, ellerinizden öperiz.Yaptığınız işin ne kadar kutsal ve anlamlı olduğu, gün geçtikçe çok daha iyi anlaşılacaktır ama biz şimdiden anladık ve size çok çok teşekkür etmek istedik. Kucak dolusu sevgi ve saygılarımızla… İstanbul’dan…”
Fındıklı Halkına Selam!
Öte yandan Fındıklı’da da yaklaşık 8 yıldır HES ve taş ocaklarına karşı Fındıklı Derelerini Koruma Platformu öncülüğünde sürdürülen yaşam ve çevre mücadelesine de cezaevlerinden yine mektuplu destek geldi.
Fındıklı Derelerini Koruma Platformu sözcüsü Avni Ertaş, sosyal paylaşım sitelerinden yaptığı paylaşımda,“Onur duyacağımız, mücadele kardeşlerimiz var. Ülkemizin dört bir yanında… Fındıklı Derelerini Koruma Platformu adına bir mektup ulaştı elimize. Kastamonu M Tipi Cezaevinden bir mahkûm. Fındıklı halkının mücadelesini duymuş, televizyondan izlemiş. Topla üç sayfalık bir mektup. Özet olarak, siz örnek bir ilçe, örnek bir mücadele, örnek alınası insanlarsınız diyor… Doğadaki tüm canlılar adına, dere yataklarından, ırmaklardan sayenizde özgürce denizlere akan her damla su adına anlınızdan öperim diyor… Bu selam Fındıklı halkına, bu selam tüm mücadele kardeşlerimize… İyi ki varsınız, iyi ki birlikte varız…” ifadelerini kullandı.
“Dünyanın en büyük ahmaklık projesi Türkiye’de”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.