ARTVİN ARHAVİ’DE ÇAMLICA DOĞA KORUMA PLATFORMU ÇAĞRISIYLA ÇİFTEKÖPRÜ’DE BİR ARAYA GELEN BAŞKÖY, KÜÇÜKKÖY VE ÇAMLICA MAH. YURTTAŞLAR DURGUNA VADİSİNDE YAPILACAK OLAN HES VE TAŞ OCAKLARINI PROTESTO ETTİ.
GENÇAĞA KARAFAZLI-DENİZ AKKAYA
Protesto eyleminde konuşan CHP Artvin milletvekili Uğur Bayrak Tutan; “Artvin de hem HES’ler ile hem bunun yanında maden ocaklarıyla hem derelerle hem dere ıslahlarıyla uğraşıyoruz. Bakın başımızda Cerrattepe diye bir bela var bu cinayetleri işliyorlar, bu cinayetler işlenen maden sahalarının kapısında bekçi olarak Mehmetçiğini, jandarmasını bekletiyorlar. Yetmiyor, utanmıyorlar iaşelerini de kendileri karşılıyorlar. Jandarma Genel Komutanına dedim ki, ya hiç mi vicdanınız yok? Bu ülkede Mehmet Cengiz’in iaşesinden Mehmetçik, Mustafa Kemal’in askeri besleniyor hiç mi utanmıyorsunuz! Dedim İçişleri Bakanlığında”
“ŞU AN YAŞADIĞIMIZ ŞEY SU SAVAŞLARI”
Yazar ve Yönetmen Funda Özyürt Argun, “şu an yaşadığımız her şey su savaşları. Dünyanın %70’ i su bildiğimiz bazı istatistikler. %3’ü içilebilir su, bu %3’ün %1’i erişilebilir içilebilir su. Birleşmiş Milletler su krizi raporu bunu onaylıyor. Dünya bankası 2018’den bu yana yoksulluk kriterlerini değiştirdi. Çok boyutlu yoksulluk endeksinin içinde, içme suyuna erişim mesafesi bir yoksulluk kriteri. Ve biz diyoruz ki bu bölgeyi yoksullaştırma ve kuraklaştırma politikasından uzaklaşmamız gerekiyor.
“AHLAKSIZ İŞ ADAMI KİRLİ SİYASETÇİDEN DESTEK ALMADAN BU İŞİ GÖTÜREMEZ”
CHP Artvin Milletvekili Konuşmasında; “Biraz önce sevgili Engin de ifade etti. Artvin de hem HES’ler ile hem bunun yanında maden ocaklarıyla hem derelerle hem dere ıslahlarıyla uğraşıyoruz madenlerle uğraşıyoruz. Bakın başımızda Cerrattepe diye bir bela var. Üzücü olan şu, az önce arkadaşlarımda söyledi bu cinayeti kimin işlediği önemli değil. Hani diyorsunuz ya “katil kimdir elini kaldır” diye. Üzücü olan onun bu toprakların çocuğu olması. Beni en çok üzen bu arkadaşlar. Yani bunlara da diyorsunuz ki gidin başkaları gelsin karşımıza! Başkalarıyla mücadele edelim. Bu toprakların ekmeğini yiyen, suyunu içen adamlarla mücadele ediyoruz. Daha da üzücü olan ne biliyor musunuz ahlaksız iş adamı kirli siyasetçiden destek almadan bu işi götüremez.
“MAHKEME KARARLARINI ÇÖPE ATIYORLAR”
Ben hırsızlığı parlamentoda öğrendim. Bunu deyince şaşırıyorlar ‘nasıl öğrendin?’ diye, hırsızlığın nasıl yapıldığını orada öğrendim arkadaşlar. İş birliği olmadan, devlet işlerinde birtakım odakların bunların arkasında durduğu gerçeğini bir yere saklamadan bu işler olmaz. Pazarlıklar yapılıyor ve bu işler oluyor arkadaşlar. Ortadan konuşacağız lafı evirip çevirmeyeceğiz! Şimdi siyasetçi ne yapıyor, iş adamı ne yapıyor arkasına desteği alıyor pazarlıklar yapıyorlar, mahkeme kararlarını çöpe atıyorlar, daha önce buralarda bu tip işletmeler yapılamaz diye ellerindeki kesinleşmiş; yargıtaydan geçmiş, danıştaydan geçmiş mahkeme kararlarının varlığına rağmen kalkıyorlar buralarda maden işletmesi, HES işletmesi yapıyorlar.
“BU SORUNU 50 MİLLETVEKİLİ İLE PARLEMONTOYA GETİRECEĞİM”
Burada ki su Oğuz Hocamın demesine göre “can suyundan çıkıyor can çekişme suyu haline geliyor”. Can çekişme suyuna. Ve bunu görüp de buna müdahale etmeyenin ya kanında bozukluk vardır ya da memleketle, vatan sevgisiyle ilgili sorunu vardır. Biz masanın öbür tarafındayız. Hemen o ay içerisinde parlamento da burayı konuşacağız değerli arkadaşlarım. Soru önergeleriyle değil değerli arkadaşlarım! Soru sordum onlar cevap verdi diye değil en az 50 milletvekili imzasıyla parlamentoya gireceğim.
“BU ÜLKEDE MEHMET CENGİZ’İN İAŞESİNDEN MEHMETÇİK, MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİ BESLENİYOR HİÇ Mİ UTANMIYORSUNUZ”
Bakın üzücü olan ne biliyor musunuz az önce bir kardeşim bahsetti, bu konuda parlamentoda birçok kez konuştuğum için söyleyeyim; bu cinayetleri işliyorlar, bu cinayetler işlenen maden sahalarının kapısında bekçi olarak Mehmetçiğini, jandarmasını bekletiyorlar. Yetmiyor, utanmıyorlar iaşelerini de kendileri karşılıyorlar. Jandarma Genel Komutanına dedim ki, ya hiç mi vicdanınız yok? Bu ülkede Mehmet Cengiz’in iaşesinden Mehmetçik, Mustafa Kemal’in askeri besleniyor hiç mi utanmıyorsunuz! Dedim İçişleri Bakanlığında. Bu mücadelede gideceğiniz yere kadar yanınızdayım! Duracağınız iddiasında değilim, gideceğiniz yere kadar Artvin’in milletvekili Uğur Bayraktutan masanın yanında sizinle sonuna kadar yanınızdadır. Bunu yapmaya geldim buraya. Bu basın toplantısı biliyorum ki bir yere kadardır. Yani bunu ANKA; çok güzel burada televizyonlarımız var sağ olsunlar, yerel basınımız… Gereğini yapacaktır ama parlamento çok başka bir şey. Burayı ben parlamentoya ezberlettireceğim size yemin ediyorum. Size ant olsun.
Bir gazetecinin AKP Artvin Milletvekili Faruk Çelik seçim vaadi olarak “Artvin sınırları içerisinde artık Taş ocağı ve HES yapılmayacak” sözü vermişti sorusuna Bayraktutan; Bu sözün gereğini yaparsa tabi ki koluna gireceğim ne diyebiliriz, destekleyeceğiz, takdir edeceğiz hep beraber göreceğiz bu sözün gereğinin yapılıp yapılmayacağını Parlamento açılınca. Yakinen takip edeceğimi bilin.”
Bu arada Elif Naz Bulum (kendi yazdığı “Hes Olursa” şiirini okudu) eylemciler tarafından alkışlandı.
“DEMOKRASİ YERİNİ “ŞİRKETAKROSİ”YE BIRAKTI. ŞİRKETLER NE DİYORLARSA KAMU YÖNETİMİ ONA GÖRE TAVIR ALIYOR”
Akademisyen Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu; “Dünya’nın göz bebeği olan bir noktadayız. Üzerinde bulunduğumuz yer aslında ÇED hazırlık raporunda söylediği gibi, hiçbir korunan alan yoktur denildiği gibi bir yer değil. Aslında haritaları bile yapılmış, birinci dereceden yani mutlak olarak korunması gereken hassas alanlar içerisindeki bir alan. Ama bir türlü ilan edilmiyor. Neden biliyor musunuz, işte bu HES’ler yüzünden. Çünkü demokrasi yerini “şirketakrosi”ye bıraktı. Artık her şeyin başında şirketler var bu şirketler ne diyorlarsa ona göre tavır alıyor kamu yönetimi. Bakın 1 HES %20’sini alır, 2. HES %80’ini alır. İkinci HES’ten sonra %64’e düşer sediment geçişi. %70’in altına düşünce buradaki canlılar ciddi şekilde beslenme problemi, üreme problemi yaşarlar ve sayıları azalmaya başlar. Balıklarda toplu ölümler söz konusudur.
“DURGANA VADİSİ BÖYLE BÜYÜK BİR EKOLOJİK PROBLEMİ SIRTLAYAMAZ! BURASI ÖLMEYE BAŞLAR”
Durguna deresinde 2, 3 yıl çamur aktı, hem de ne çamur! Ve ne yazık ki o zaman çok kimse buradaki HES için konuşanların bir kısmı en azından diğer taraf için bir şey demedi. Şimdi 4. yapılacak. Bir ekosistem bir dar mikro havza, bir dar vadi: hiçbir zaman böyle büyük bir ekolojik problemi sırtlayamaz! Burası ölmeye başlar. Bu ölüm meyve ağaçlarıyla başlar, deredeki balıkla başlar, su azlığıyla başlar ve böyle devam eder. Bir sene sonra da burada göç başlar.
“DERELERİN BETONLARIN İÇİNE ALINMASI ‘DERE ISLAHI’ DİYORLAR. KÜLLİYEN YALAN”
Bir de biz ne yapıyoruz şu gördüğünüz betona alınma işine, dereye ‘dere ıslahı’ diyorlar. Külliyen yalan! Dere ıslahı teknik olarak bu değildir. Derelerin betonların içine alınması, setlerle parçalanması asla ve asla dere ıslahı değildir. Bunun adı tam tersi derelerin ölümüdür. Sudan bir an önce kurtulma ameliyesidir. Dere ıslahı bundan sonra bir gün, olur ya bir güç, kudret elimize gelirse bunların eski hallerine döndürülmesi işleminin adıdır dere ıslahı. Islah iyileştirme değil midir? Betona alınmış suyun ıslah olma şansı yoktur ve en çok karşı çıkacağımız şey HES’ler kadar, bu dere ıslahı olmalıdır. Daha sırada, arkadan gelen çok şey var. Nedir bunlar? Madencilik, Arhavi’nin %80’i madene ruhsatlı. Daha yapılacak birkaç HES var. Başka? Yollar. Turizm diye yapıyoruz diyorlar asla bu yapılanların, özellikle yeşil yolun turizmle ilgisi yok. Ve bu yollar bilin ki yukarıda yeşil yollara bağlanacak. Yaylaların imarını değiştirme, hukuki işlemleri yapabilme ameliyesidir bu da. Asla turizmle ilgisi yoktur! Bu yapılanlar turizmin sonunu getiriyor demektir.
“DOĞA İNTİKAM ALMAZ, KENDİ DÜZENİNİ YENİDEN KURAR”
Buradaki HES’lere gelince tekrar, HES’ler aynı zamanda dere göçünü de deredeki balık göçünü de olumsuz etkileyeceği için sucul yaşamı ciddi şekilde tehlikeye atacaktır. Şu derenin kıyısındaki ormanların tahribi söz konusu oluyor HES yapıldığı zaman. Hâlbuki ki onlar göz bebeğedir, niye? Çünkü derenin enerjisini düşüren, taşı toprağı tutan yapılardır. Siz bunları yok ettiğiniz zaman derelerin hızını, taşkın yapma potansiyelini 2,5-3 kat arttırmış oluyorsunuz. Bunların hesabı kitabı hep var. Ama bu hesap kitap HES yapanların asla farkında değil. Bu arkadaşlar bizim hemşerilerimiz. Onlar bir daha otursunlar ve lütfen bu güzelim memleketin içine kibrit suyu dökmekten vazgeçsinler. Bilsinler ki HES’ler 1, 2, 3 başladı mı devam eder… ve buraların sonunu getirir. Lütfen kendi memleketlerine “Perko yapı limitet ŞTİ” bu kötülüğü yapmasınlar. Bu insanları da üzmesinler. İnsanların en büyük varlıkları kendi memleketleri, kendi toprakları hatta dedelerinin, ninelerinin mezarlarıdır. Bunlardan vazgeçirmeyin bu insanları. Bizler bunları korumakla yükümlüyüz! Doğa intikam almaz, kendi düzenini yeniden kurar ve nihayetinde burada yaşayan insanlarda bundan büyük zarar görür. Sevgili Arhavililer, bu HESler ya da başka HESler, madencilik ya da yollar; bilin ki bu doğal alanların sonunu getiren işlemlerdir ve bu işlemlere hep birlikte karşı koymak gibi ulvi bir görevimiz vardır. Hep birlikte bu desteğe geldiğiniz için teşekkür ediyorum.
“PATLATILAN DİNAMİTLER SULARIMIZI YOK ETTİ”
Yüksel Özban – Dikyamaç Köy Derneği Başkan Yardımcısı ; “Köyde evlerimiz, tarihi evlerimiz yıkılmak durumunda. Yeni Arhavi organik bal tescil edildi fakat bu ocaklarda organik bal nasıl üreteceksin yani ne kadar organik? Bunu da sormak lazım. Taş ocakları sadece dik yamacın değil bu boğazın da sorunu. Atılan dinamitler sularımızı yok etmiş durumda neredeyse. Bizde 7 tane arka arkaya değirmen olan değirmen şimdi neredeyse suyumuz akmıyor gibi, çok az. Mücadelemize devam ediyoruz biz. HES’te aynı. Doğal yeşilliği, dolar yeşilliğine değişmememiz lazım. Doğal yeşilliği korumak zorundayız”
“DURGUNA VADİSİ HES PROJESİYLE YOK EDİLECEK”
Pilarget Doğa Koruma Platformu Nazlı Demet Uyanık; “Mart 2020 de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye’de 86 yerin Doğal Sit Alanı olarak tescilleneceğini, Arhavi’de ki Durguna ve Kamilet Vadilerinin de doğal sit alanı olacağını ilan etmiştir. Sit alanı ilan edilen alanlarda vadiyi tahrip edecek herhangi bir proje artık söz konusu bile olamaz. Her iki vadi de ekolojik değeri yüksek dünya mirası alanlardır. Ne yazık ki bugüne kadar Kamilet Vadisinde 1 Durguna vadisinde 3 tane HES kurulmuş vadilerin doğal yapısı inşaat çalışmalarıyla ciddi şekilde zarar görmüştür. Bu yapıları kuran şirketler ÇED raporlarına bile çoğu zaman uymamış ortaya çıkan hafriyatı vadiden aşağıya dökerek dere yatağını doldurmuştur. Yani HES inşaatları sadece doğamızı ve yaşam alanlarımızı tahrip etmekle kalmıyor; biz insanların hayatlarını da tehlikeye atıyor. Arhavi’nin dört yanı bu yıkım projelerinden nasibini aldı. Şirketlere peşkeş çekildiği için Arhavililer ellerindeki doğal güzellikleri ve yaşam alanlarını tek tek kaybetmeye başlamıştır. Son birkaç senedir kendini bulan Durguna Vadisi yeni bir HES projesiyle tamamen yok edilmek isteniyor. Bizler artık YETER diyoruz. Hem Durguna hem Kamile vadileri doğal sit alanı ilan edilmeli, koruma altına alınmalıdır. Arhavililer olarak doğamızın, yaşam alanlarımızın yok edilmesine bundan böyle göz yummayacağımızı buradan bir kere daha duyuruyoruz.”
“MNG HES VATANDAŞIN YOLUNU KAPATTI”
Ortacalar Köyü Muhtarı İlhan Kekeva ; “Şimdi treni kaçırdık desek. Zamanında biz bu mücadeleyi doğru düzgün yapsaydık, birlik beraberlik sağlasaydık belki bugün bunları yaşamayacaktık fakat o günler birlik beraberlik yapamadık. Şimdi önemli ve gündemde MNG’nin yaptığı Ballı Dere’den aldığı, HES’in yaptığı yolu vatandaş kullanamıyor şu an da. Adam HES’ini işletiyor 3 yıldır. Oraya kapı koydu, kapıya bekçisini koydu kimseyi geçirmiyor. O yaylalar bizim! Suyu aldı, HES’i işletiyor fakat balık tutmaya bile gidemiyoruz. Bir tane petek götüreceğiz vatandaş gidemiyor. Yani HES’i aldı, parasını kazıdı, bütün yaylalara vatandaşın geçişini engelledi. Bunun sebebini merak eden var mı? Şu an kapısında maaşlı bekçisi var. Şirketin kapısını kapattı kendi alt yolu kullanıyor üst yolu kapattı 3 yıldır orada bekçisi var. Bir vatandaş, bir köylü orada balık tutmaya gidecek orada geçirmiyorlar. Bunun anlamının hiç kimse farkında mı? Niye geçirmiyorlar, niye gidemiyoruz? Bir de şu Çifte Köprü girişi var. Bakın bu kadar HES’ler yaptılar 3 tane burada, 4 tane burada; şurada 50 metre yolun girişini yapmıyorlar. Bunun sebebini sayın vekilim, TBMM’de sorabilir misin? Şu Çifte Köprü de 50 metrelik yolu niye yapmıyorlar? Hep birlikte savaşacağız, birlik ve beraberlikte olacağız ama zamanında yapsaydık bu işler daha basit olurdu.”
Gerçekleşen basın açıklamasının ardından eylemciler HES yapılacak olan alana doğru, “dağ başını duman almış” marşı eşliğinde yürüyüş düzenleyerek HES ve Taş ocaklarını protesto etti.
İşte Türkiye’nin arıcılık haritası
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.