Boyun Eğme gazetesi soruyor: AKP sen neyin hükümetisin? Geliyorum diyen doğal afetlere karşı halkı korumayacaksan sen ne için hükümet ediyorsun?
Halkı, memleketi, taşı, toprağı ve doğayı korumak…
Gösteriş olsun diye, büyüklük taslamak için değil.
“Neyse parası basar parayı alırız gerekli tedbiri” havası atmak için hiç değil.
Dün Akdeniz ve Ege’de ormanları yangından korumak.
Bugün Karadeniz’de kentleri sel taşkınlarından korumak.
Evet, bunlar doğal afetler. Ama artık öngörülen, geleceği neredeyse bilinen doğal afetler. Bilim, akıl ve merkezi planlama ile gerekli tedbirleri alabileceğimiz, ortaya büyük felaketlerin çıkmasının önüne geçebileceğimiz afetler.
Türkiye’de geliyorum diyen bu doğal afetlere karşı halkı ve doğayı korumayacaksan sen ne için hükümet ediyorsun?
Orman arazilerini maden, turizm ve enerji şirketlerinin kullanımına açtın, açmaya devam ediyorsun.
Karadeniz’in nerede ise her deresini HES’lerle sel baskınlarının yatağı haline getirdin, getirmeye devam ediyorsun.
Türkiye’yi parasını verenin yağmasına açık hale getirdin. Ortada ne akıl, ne plan, ne bilim, ne doğa bıraktın. Ülke adeta büyük bir enkaz alanına döndü.
Halkı, memleketi, doğayı koruyamıyor, korumuyorsun.
AKP sen neyin hükümetisin?
Güney Ege’de, Akdeniz’de yamaçlar çıplak kaldı, hayvanlar telef oldu, insanların eşyaları kül oldu, başlarını sokacak yuvaları kalmadı…
Çıkmadan engellenebilecek yangınlar günlerce sürdü. Ancak Erdoğan, yandaş medya kanallarına verdiği röportajda, en ufak bir üzüntü belirtisi göstermeden “Başarılı olduğumuza inanıyoruz.” diyebildi.
Altı bakan yangın bölgesindeymiş, sel bölgesindeki görevlilere “Oralardan ayrılmayacaksınız.” talimatı vermiş… Tüm bu ifadelerde en ufak bir yurt sevgisi olmadığı o kadar belli ki: Sanki sorumluluktan değil de acıdığından yapıyormuş gibi anlatıyor! Dış ülkelerden yardımlardan uçakların durumuna tutarsızlıklarla dolu açıklamalar yaptı. Yirmi yıldır iktidarda olup kurumların işlememesinin sebebini kendinden önceki iktidarlara attı. En sonunda da “iftira atıyorlar” diyerek bağladı sözlerini.
Artık hepimize kabak tadı veren, içi boş büyüklenme-hamaset- demagoji karışımı konuşma akışını tekrarlamaktan başka bir şey değil. Mesele konuşanın da dinleyenin de bildiği yalanları kanıksamaktan vazgeçip ne zaman kol kola gireceğimiz .
Umut Partisi Genel Başkanı Bozkurt; Gereken dersi aldık mı!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.