Senin arkanda Yüzde 45 var… Onun arkasında ne var?
Edepsizlik yok ama tahammülsüzlük var
BAROLAR Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu konuşurken Başbakan Erdoğan ayağa kalktı
ve şöyle dedi:
“Edepsizlik yapma”.
*
“Edepsizlik” ne demektir?
Sözlükler şöyle yanıtlıyor bu soruyu:
“Utanmazlık, sıkılmazlık, terbiyesizlik, şirretlik”.
*
Baştan sona okudum Metin Feyzioğlu’nun konuşma metnini…
Bırakın hakareti, hakaret gibi algılanabilecek tek bir kelime bile yoktu.
Utanmazlık, sıkılmazlık, terbiyesizlik ya da şirretlik yoktu.
*
O konuşma metni için…
“Çok uzun bir metindi” denilebilir.
“Çok fazla konuya değiniyordu” denilebilir.
Ama utanmaz, terbiyesiz, sıkılmaz, şirret denemez.
*
Zaten Anadolu Ajansı da olayı şöyle özetlemiş:
“Başbakan Erdoğan, Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nun uzun ve siyasi içerikli
konuşmasına tepki gösterdi”.
*
Anadolu Ajansı’na göre…
Neymiş tepkinin nedeni?
– Konuşmanın uzun olması…
– Konuşmanın siyasi içerikli olması…
Peki “edepsizlik” nerede?
Hakaret edilse… Tamam.
Edepsizlik yapılsa… Tamam.
Şirretlik sergilense… Tamam.
Ama ortada hakaret, edepsizlik, şirretlik falan yokken…
Yeryüzünün en büyük iftiralarına, en büyük hakaretlerine, en büyük saygısızlıklarına
uğramış gibi davranmak kelimenin tam anlamıyla tahammülsüzlüktür.
Tahammülsüzlüğün ise demokraside yeri yoktur.
Haşim Bey’de biriktirdi, Metin Bey’de patladı
ANAYASA Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a ses etmedi.
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na patladı.
*
İyi ama neden?
*
Benim üzerinde durduğum ihtimaller şunlar:
– “Haşim Kılıç’a ses etmedik, bari Metin Feyzioğlu’na ses edelim de bu işler yol
olmasın” diye yaklaşmış olabilir.
– Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına duyduğu öfke, Haşim Kılıç’ın konuşmasına
duyduğu öfkeden daha fazla olmuş olabilir.
– Haşim Kılıç yerine Metin Feyzioğlu’nu parlatmanın işine geldiğini en azından sezmiş
olabilir.
– “Koskoca Erdoğan her gittiği toplantıda uzun uzadıya eleştirilecek, olacak şey mi bu”
şeklinde bir “iç ses”, sesini alabildiğine yükseltmiş olabilir.
– Öfke bu! Ne zaman, kime, hangi maksatla patlayacağı belli mi olur? İşte bu
belirsizlik nedeniyle Kılıç’a değil de Feyzioğlu’na patlamış olabilir.
Öfkeyi patlatan bölüm: Van’daki depremzedeler
METİN Feyzioğlu konuşmasının bir bölümünde Van depreminin ardından
konteynırlarda yaşayanların dramına değindi.
Detaylı değildi o bölüm. Şöyle bir değindi geçti.
*
Van’da konteynırlarda yaşayanların dramı tartışmalı bir durum.
Depremde evlerini kaybeden ev sahiplerine ev verildi, ancak ev sahibi olmayanlara ev
verilmedi.
Ancak ev sahibi olmadıkları halde ev talep edenler var.
Hükümet, onlara başka türlü yardımlar yapıyor ama ev vermiyor.
Çünkü böyle bir tutumun ayrımcılık doğuracağını düşünüyor.
*
Metin Feyzioğlu’nun işte bu tartışmalı olayı dramatize etmesine çok bozuldu Başbakan
Erdoğan.
Öfke buradan çıktı.
*
Erdoğan Van depremzedeleri konusunda kendisini sonuna kadar haklı görebilir.
Ancak gösterdiği tepki hem çok aşırıydı, hem tepkinin biçimi kabul edilemezdi.
Tam o sırada Abdullah Gül
TAM o sırada Abdullah Gül ne diyordu acaba?
Şunlar olabilir mi?
*
– Sakin ol dostum sakin ol… Bırak konuşsun… Kim dinliyor ki onu… Senin arkanda
Yüzde 45 var… Onun arkasında ne var?
Ne yapıyorsun? Herkes bize bakıyor… İstismar ederler şimdi bu durumu…
İstismarcılara koz vermeyelim.
– Dur, dur… Ohooo… Bak ayağa kalktın… Gel yav gel… Ne var bu kadar büyütecek… Ben
Sakinleş dedikçe sen daha beter gürlüyorsun.
– Tamam, ben de seninle birlikte çıkacağım toplantıdan… Tamam, ben de kızdım
konuşmaya… Tamam, hepsine tamam… Yeter ki bir sakin ol arkadaş ya.
Denizler mezarları başında anıldı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.