Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şubesi pandemi döneminde yaşanan ekonomik ve sosyal sorunları protesto ederek basın açıklaması düzenledi
Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şubesi ”Mutlu bir azınlığın sürekli olarak servetine servet kattığı, başta gençler ve kadınlar olmak üzere milyonlarca yurttaşımızın işsiz olduğu, milyonlarca emekçinin açlık sınırı altında asgari ücrete mahkûm edildiği, çiftçinin mahsulünün tarlada kaldığı, esnafın kepenk kapattığı bir düzende haklarımıza sahip çıkmak taleplerimiz için mücadele etmekten başka bir seçeneğimizin olmadığını biliyoruz” dedi
KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR DİYENLER ÜLKEYİ BU HALE GETİRDİ
Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şubesi basın açıklamasında:
”Bugün öncelikle 15-16 Haziran 1970 yılında sendikal bürokrasiye ve gasp edilmek istenen haklarına ilişkin işçi sınıfının gerçekleştirdiği büyük işçi direnişinin yıldönümünü kutluyor, Samsun Büro Emekçileri Sendikası olarak direnişlerini selamlıyoruz.
Bizlerde kamu emekçileri olarak fili ve meşru bir hatla direne direne kurduğumuz sendikalarımızın tüm baskılara rağmen emek, barış ve demokrasi mücadelesine kararlılıkla devam ettiğini bu anlamlı günde ülke genelinde insanca bir yaşam talebi ile alanlara çıkarak dosta düşmana bir kez daha gösteriyoruz.
‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ söylemi ile iktidara gelen, bu ülkeyi 19 yıldır yöneten siyasi iktidar içler acısı bir noktaya gelmiştir.
Pandemi döneminde işyerlerini açamadığı için devletten destek bekleyen esnafın ‘nankörlükle’ suçlandığı,
Ekonomik gerekçelerle intihar eden yurttaşlarımız için, ‘intiharların gerekçesi ekonomik nedenler olsa toplumun yarısı intihar ederdi’ diye alay konusu edildiği,
Açlıkla boğuşan yurttaşlarımıza ilişkin muhalefetin geliştirdiği tepkilere karşı, ‘bu ülkede aç varsa o zaman açları da siz doyurun’ söylemine kadar varmış olup ibret alınması gereken bir süreci yaşıyoruz.
Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü diyenler kendileri dışında herkesi kutuplaştırdı
Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü’ diyenlerin kendileri dışındaki herkese yönelik kurdukları kin ve nefret dili üzerinden toplumu kutuplaştırdıkları iktidarlarını kutuplaştırma siyaseti ile sürdürmeye çalışıyorlar. Mezhep ve etnik sorununu çözümsüzlüğe sıkıştırıyor ve savaş politikalarının bedelini hem ekonomik hem politik hem de psikolojik olarak tüm ülkeye ağır bir biçimde ödetiyorlar.
Ama bizler biliyoruz ki, bu kadar ağır koşullara mahkum değiliz, biz emekçiler asla seçeneksiz olmadık bu günde seçeneksiz değiliz.
Mutlu bir azınlığın sürekli olarak servetine servet kattığı, başta gençler ve kadınlar olmak üzere milyonlarca yurttaşımızın işsiz olduğu, milyonlarca emekçinin açlık sınırı altında asgari ücrete mahkûm edildiği, çiftçinin mahsulünün tarlada kaldığı, esnafın kepenk kapattığı bir düzende haklarımıza sahip çıkmak taleplerimiz için mücadele etmekten başka bir seçeneğimizin olmadığını biliyoruz.
Esnek çalışma, köleliği derinleştiren yöntemdir
Samsun Büro Emekçileri Sendikası olarak, yeni emek rejiminin, kadının görünmez kılınan, değersizleştirilen ev içi ve bakım emeği üzerinden inşa edildiğini hepimiz biliyoruz. Ve yıllardır bu temelde kadınlar; evden, uzaktan yarı zamanlı gibi esnek çalışma biçimlerine yönlendiriliyor. Şimdi pandemi ile birlikte esnek çalışma biçimlerinin, tüm emekçiler için kalıcı hale getirilmesi planlanıyor. Esnek çalışma güvencesiz, örgütsüz, daha ucuza çalıştırmayı hedefleyen köleliği derinleştiren bir yöntemdir. Pandemi döneminde her ne kadar zorunluluk olsa da normal koşullarda kalıcı hale getirilmesi asla kabul edilemez. Yine kadını ev ve bakım işlerini daha çok yapabilmesi ve daha çok çocuk doğurabilmesi için eve hapsetmek isteyen siyasal iktidar, diğer yandan kadına yönelik şiddeti önlemede İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası çok önemli bir hukuki aracı iptal etmek istiyor. Bu hamle aynı zamanda kadınların; yaşamını, emeğini savunamaz hale getirilerek daha çok sömürülebilmesini, köleleştirilmesini amaçlıyor.
Kyk borcunu ödeyemeyen gençlere haciz. Dolar borcunu ödemeyen yandaşlara ihale üstüne ihale
Gençlerimize KYK borcunu ödeyemediği için haciz işlemi uygulayan siyasi iktidarın milyonlarca dolar kredi borcunu ödemeyen yandaşlarına ihale üstüne ihale verdiği bir düzende merkez bankasının 128 milyar dolar rezervinin buharlaştırılması, eski Ticaret Bakanı Ruhsar PEKCAN’nın yolsuzluk ile görevden alınmış olması, siyasi iktidar tarafından bir varmış, bir yokmuş kıvamında masal gibi yurttaşlara anlatılmaya çalışılarak ört bas edilmeye çalışılıyor.
Yargı talimatla, maliye ve SGK yapılandırma adı altında ‘aflarla’ faaliyetlerini sürdürüyor. Ülkeyi A.Ş gibi yöneteceğiz diyenlerin getirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde hak hukuk adalet talebi her geçen gün yükselirken kamu kurumlarında liyakat yerlerde sürünüyor.
“Döviz kurlarındaki artış karşısında dolarla mı maaş alıyorsunuz” yaklaşımını öne çıkaran siyasi iktidar, doğalgaz, elektrik ve akaryakıt fiyatlarına dövize endeksli olarak her ay zam yaparken maaşlarımız her ay erimeye devam ediyor. Son yirmi yıl içerisinde ortalama memur maaşı geleneksel ölçü birimimiz olan çeyrek altın karşısında da hızla erimeye devam ediyor. 20 yıl önce maaşımızla 25 çeyrek altın alabiliyorken bugün 6 çeyrek altın bile alamadığımız bir süreci yaşıyoruz.
Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şubesi:
DEVRİMCİ LAZLARA LAZCA PAYLAŞIMLARDAN DOLAYI GÖZALTI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.