Birkan BULUT
Ankara
12 Eylül darbesinin 38’inci yılında Türkiye’nin geldiği noktayı değerlendiren İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında OHAL kararnameleriyle hayatın her alanında kalıcı değişiklikler yapıldığına dikkat çekti.
İşkence, gözaltı ve idamlarla hafızalara kazınan 12 Eylül cuntasının bazı sorumluları yargı önüne çıkarılsa da tam anlamıyla hesap sorulmadı. İktidara gelmesinden bu yana 12 Eylülcülerden hesap soracağını iddia eden AKP, darbenin anayasa, YÖK gibi kurumlarını kendi amaçları doğrultusunda değiştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi, eski iktidar ortağı Fethullah Gülen Cemaatinin 15 Temmuz 2016’da yaptığı darbe girişimini “Allah’ın lütfu olarak” nitelendirerek OHAL ilan etti. İki yıl süren OHAL boyunca iktidar, 12 Eylül darbecilerini kıskandıracak biçimde hayatın her alanında kalıcı değişikliklere gitti.
12 Eylül’ün yıl dönümüyle ilgili konuştuğumuz İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 12 Eylül darbesi ile 15 Temmuz sonrası karşı darbenin ana karakterinde benzerlikler taşıdığını söyledi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tüm Türkiye’de ilan edilen OHAL’in Anayasa ve yasalarda yazdığı şekliyle uygulanmadığını belirten Türkdoğan, OHAL’in kapsamı dışında kalan yüzlerce maddede binlerce kalıcı değişiklik yapıldığını belirtti. 12 Eylül’de çıkarılan sıkıyönetim bildirilerinin yerini OHAL KHK’lerinin aldığına dikkat çeken Türkdoğan, “İki dönem de keyfi ve otoriter bir yönetim olması bakımından benziyor” dedi.
12 Eylül darbesinin ardından ‘82 Anayasası, 15 Temmuz sonrasında OHAL’de ise başkanlık sistemi için referandum yapıldığına dikkat çeken Türkdoğan, OHAL’in baskısı altında çok az bir farkla referandumun kabul edildiğini söyledi. YSK’nin mühürsüz oy pusulalarını kabul ettiğini hatırlatan Türkdoğan, “12 Eylül’de olduğu gibi anayasa değiştirildi”dedi. Öte yandan son anayasa referandumunun, ‘82 Anayasası’ndan daha geri bir değişiklik olduğunu vurgulayan Türkdoğan, parlamenter sisteminin kaldırılarak kuvvetler birliğine dayalı, katı bir başkanlık sisteminin hayata geçirildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “200 yıldır yaptığımız en önemli değişiklik” sözlerini hatırlatan Türkdoğan, “Padişahın yetkilerinin sınırlandığı Sened-i İttifak’tan öncesi kastediliyor. Halkların tarihinde geriye gitmekle övünülmez” diye konuştu.
12 Eylül’den sonra insan hakları savunucuları ve hukukçuların mücadeleleri sonucunda az da olsa bazı sorumluların yargı önüne çıkarılabildiğini söyledi. Bu yargılamalarda çok cüzi sonuçlar alındığını belirten Türkdoğan, “Faili meçhuller, gözaltında kayıplarda ceza alan olmadı. Verilen cezalar da Yargıtay tarafından bozulmuştu. 12 Eylül davasında ise konjonktürün de yardımıyla Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’ya müebbet hapis cezası verildi. Öldüklerinde ceza düşürüldü ancak usule ilişkin itirazlarda bulunarak devam ediyoruz” dedi.
12 Eylül faşist cuntası döneminde, resmi verilere göre 650 bin kişi gözaltına alındı. 230 bin kişinin yargılamasında 7 bin kişi hakkında idam istenilirken ve 517 kişiye idam cezası verildi. Aralarında 17 yaşındaki Erdal Eren’in de bulunduğu toplam 50 kişi idam edildi. 14 kişi cezaevlerindeki açlık grevlerinde yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde insani olmayan koşullarda ve işkencede 299 kişi yaşamını yitirdi. 23 bin 677 dernek kapatıldı. Siyasi partiler yasaklandı. Türk-İş dışındaki bütün sendikaların faaliyeti ve grev hakkı yasaklandı. İşçilerin kıdem tazminatı gibi hakları daraltıldı. Belediye başkanlarının yerlerine atama yapıldı. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı. 3 bin 854 öğretim görevlisi görevlerinden alındı. 31 gazeteci cezaevine girdi, 3 gazeteci katledildi. Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. 39 ton gazete ve dergi yakıldı. Din dersi zorunlu hale geldi. Sakıncalı denilerek 937 film yasaklandı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL iki yıl sürdü. OHAL boyunca gözaltı süreleri uzatıldı, işkence iddiaları ve bulguları ortaya çıktı, cezaevinde şüpheli intiharlar oldu, tutuklu sayısı 50 bini aştı, HDP’nin Eş Genel Başkanları dahil 15 milletvekili tutuklandı, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı. Ocak 2018’deki İçişleri Bakanlığı verilerine göre DBP’li 102 belediyeden 94’üne kayyım atandı. Cezaevindeki gazeteci sayısında Türkiye dünyada birinci sıraya yükseldi. 130 binden fazla kişi kamudan ihraç edildi. 12 Eylül’ü katlayan sayılarda dernek, kurum, gazete ve televizyon kapatıldı. 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimlerinde muhalefet partileri baskı ve saldırılara maruz kaldı.
Duruşmada avukatlara saldırı: Kozağaçlı’ya kelepçe takıldı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.