10:00 am - Van’da Newroz kutlamaları başladı
9:51 am - İşte gençlik iksirinin tarifi: Cinsellikten güzelliğe her şeye faydalı
9:44 am - Bahçeli’den Erdoğan’a: Bırakamazsın, ayrılamazsın
11:41 am - Çocuk istismarından yargılanan imamın indirimli cezası onaylandı
11:37 am - Cumartesi Anneleri 990’ıncı haftada: Yusuf Erişti nerede?
11:29 am - CHP’li Topaloğlu “Çay tarımının kalitesi arttırılmak için bir meslek haline getirilecek”
11:15 am - İsmailağa’da İsrail krizi: Cübbeli Ahmet Hoca o sözlere sert çıktı… Konu: Ticaret
11:02 am - Dünya’nın Tek Komünist Kasabası! Polis Yok Suç da Yok! |
YALÇIN ŞİMŞEK
Bugün 3 Mayıs, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 3 Mayıs, 1993 yılında Dünya Basın Özgürlüğü Günü ilan edildi. Türkiye’de ise her geçen gün gazeteciler üzerindeki baskılar artıyor. Son bir yılda çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yüzlerce basın-yayın organı kapatıldı. Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGC) verilerine göre 168, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) verilerine göre de 159 gazeteci şu anda cezaevinde tutuluyor. Geçen günlerde Freedom House 199 ülkenin basın özgürlüğü durumuna ilişkin yayınlanan raporda, Türkiye’ye 163’üncü sırada yer aldı. Yine aynı raporda; basın özgürlüğü açısından ‘özgür’, ‘özgür olabilir’ ve ‘özgür olmayan’ kategorileri arasında Türkiye, ‘özgür olmayan’ ülkeler arasında yerini aldı.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Türkiye’deki basın özgürlüğünü BirGün’e değerlendiren Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Tevfik Kızgınkaya, Türkiye’nin açık bir cezaevine dönüştüğünü söyledi. Basın meslek örgütü temsilcilerinin açıklamaları şöyle:
Kutlama değil mücadele günü
TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş: 159 gazetecinin tutuklu ve aylardır iddianamelerinin dahi hazırlanmadığı bir günde 3 Mayıs’ı kutlayacağız. Sözde olacak bu kutlama, çünkü bizim için 3 Mayıs bir mücadele günüdür. Burada önemli olan, halkın haber hakkına sahip çıkmasının gerektiğidir.
DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren: Türkiye’de tuhaf bir gün yaşayacağız. Bugün basın özgürlüğü günü ama Türkiye’de basın özgür değil. Hem gazetecilik hem de insan hakları alanında, Türkiye en alt sıralarda yer alıyor. KHK’lerle onlarca gazete, TV ve radyo kanalı kapatıldı ama mücadeleye devam!
Gazeteciler tutuklanmamalı
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş: Tutuklu 159 gazetecinin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Gazeteciler yazdıkları ve savundukları fikirler nedeniyle tutuklanmamalı.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Gazetecilerin düşünceleri ve yazdıkları nedeniyle tutsak kalmasından dolayı son derece üzüntülüyüz ve bunu kabul etmiyoruz. Gazetecilere yönelik işkence, sansür ve tutuklamalarının bir an önce son bulmasını ve bu tür alışkanlıklardan vazgeçilmesini talep ediyoruz.
ÇGD Genel Başkanı Tevfik Kızgınkaya: Türkiye de uzun bir süredir, basın görevini yerine getiremiyor. Dikensiz bir gül bahçesinde ülke yönetmek isteyen bir siyasi anlayışla karşı karşıyayız. Ve asıl sorun, ‘halkın haber alma’ özgürlüğünün ortadan kaldırılmış olmasıdır.
*****
MAHİR KANAAT hâlâ iddianame bekliyor
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “Türkiye, gazeteciler açısından tam bir cehenneme dönüştü. Özgürlükler tamamen yok edildi. Gazeteciler nefes almakta zorlanıyor’’ dedi. Yüzlerce gazetecinin aylardır cezaevinde tutulduğunu, bu gazetecilerin birçoğunun iddianamesinin bile hazırlanmadığını belirten Yarkadaş, “BirGün Gazetesi çalışanı hâlâ iddianame bekliyor. İddianame yazılmış mı yazılmamış mı kimse bilmiyor. Suçlama nedir; onu da kimse bilmiyor. Ama yandaş medya, BirGün çalışanlarını infaz etmekten geri kalmıyor. Cumhuriyet gazetesinin yazarları hâlâ istedikleri kitapları okuyamıyor. Onlara gönderilen kartlara ve mektuplara keyfi bir biçimde el konuluyor” diye konuştu.